Vankulu lugatı şimdi internette

Vankulu Arapça-Osmanlıca sözlük..

Vankulu namı ile meşhur olan Mehmed b. Mustafa el-Vani'nin hazırladığı vankulu lugatı şimdi internette

www.vankulu.net adresi üzerinden bu sözlüğe ulaşabilirsiniz.

* * *

ilk Türk matbacısı İbrahim Müteferrika’nın ilk bastığı eser olan Vankulu Lügati hala bazı konularda müracat edilen bir eserdir.

Van doğumlu olduğu için Vani Mehmed Efendi veya Vankulu lakabıyla anılan bilgin Kanuni Süleyman , II. Selim ve III. Murad devirlerinde yaşamış, ve ilmiye sınıfının pek çok kademesinde görev almıştır.

Bu eser, ilk Türk matbaacısı İbrahim Müteferrika’nın 1728’de bastırdığı ilk eserlerden biridir ki 1774’te ikinci baskısı yapılmıştır. Bu eserde kelimeler, asıllarının son harflerine ve son harfleri aynı olan kelimelerde birinci ve ikinci harflerine göre tertiplenerek karşılıkları yazılmıştır. Birçok şerhleri ve hâşiyeleri vardır.

Cevheri , asıl adı Ebu Nasr İsmail olup Türk kökenli meşhur bir lugatçidir. Otrar şehrinde doğmuştur. Bağdat, El-Cezire, Suriye, hatta Hicaz’a kadar seyahat etmiş, ardından Rey, Nişabur, Horasan üzerinden doğuya dönmüştür. Bundan sonra kendisi lisan ve hüsnühat çalışmalarına vermiştir. Yazısı çok meşhur olarak yazdığı eserler yüksek meblağlara satılmıştır.

* * *

Vankulu Lugatı, Ebu Nasr İsmail b. Hammad ei-Cevheri (ö.393/1003)'nin son harf esasına göre düzenlenen Tacu'/-Luga ve Sıhahu'-Arabiyyel9 adlı sözlüğünün tercümesidir.


Matbaada basılan ilk osmanlıca eserdir. 1729 yılında basılmıştır.

* * *

Lugat Hakkında;


Mehmed el-Vani'nin en önemli ve onu meşhur eden eseri Terceme-i Sıhah-ı Cevheri adını taşıyan ancak Vankulu diye meşhur olan lügatıdır. Eser büyük dilci ve lügatçi Ebu Nasr İsmail b. Hammad ei-Cevheri (ö.393/1003)'nin son harf esasına göre düzenlenen Tacu'/-Luga ve Sıhahu'-Arabiyyel9 adlı sözlüğünün tercümesidir.
ei-Cevheri'nin bu önemli sözlüğü Vankulu Mehmed Efendi'den önce de Pir Mehmed b. Yusuf Ankaravl (ö. 886/1481) tarafından Türkçe'ye çevrilmiştir. Ancak
Arapça kelimelerin tahkik ve tashihi için Mütercim Asım'ın tercüme ettiği elF!ruzabadi'nin
el-KamCıs'ul Muhft'i ile Vankulu'nun tercümesinin temel başvuru
kaynağı olduğu belirtilmektedir20.
Vankulu eserin önsözünde de islami ilimierin ve şeriat ahkamının Arapça ifadelerle
dolu olduğu, bu nedenle bu dilin öğrenilmesi gerektiğinden bahsetmektedir.
Bu dilin öğrenilmesinde lügat kitaplarının büyük önem taşıdığını ve bu alanda eiCevher!'nin
Sıhdh'ının bütün önde gelen bilginlerce kabul edildiğini ifade eder.
Arapça açıklamalı olan bu lügatı, ihtiyaca binaen ve kolaylıkla yararlanılabilmesi
amacıyla Türkçe'ye çevirdiğini belirtir. Lügat konusunda daha önce yapılan Ahterf
ve es-Sihah gibi çalışmaların bir takım hatalar içermesinin de böyle bir lügat hazırlama
sebepleri arasında olduğunu ifade eder21.
Müellifin tercümesini 997/1589 martında tamamladığı eserin22 İstanbul kütüphanelerinde
pek çok yazması bulunmaktadır. Bunlardan Es'ad Efendi nr. 3288,
Hasan Hüsnü. Paşa nr. 1097 değerli yazmalar arasındadır23_ Talay, Süleymaniye
Kütüphanesi Ayasofya 0114'de değerli bir nüshanın bulunduğunu belirtir24_ Eser
daha sonra basılmıştır. İhsan Sungu Osmanlı Devletinde Arap Harfleriyle ilk bası­
lan Türkçe eserin 31 Ocak 1729/1141'deyayınlanan Vankulu lügatı olduğunu belirtmektedir2S.
Bu kitap Terceme-i Sıhdh-ı Cevherf (Lugat-i Vankulu) adıyla Da-

ru't-Tıbaati'l-Ma'mura diye bilinen Müteferrika matbaasında yayınlanmıştır26. İlk defa
ansiklopedik boyutlarda iki cilt halinde ve bin adet olarak basılmıştır. Kitaba rağ­
betin umulanın üzerinde olması üzerine yeni bir baskı yapılmasına karar verilmiş­
tir. Ancak ücreti yüksek olan kitabı öğrencilerin alamaması üzerine, durum saraya
aksettirilmiş ve bunun üzerine Padişah fiyatın o zamanın parasıyla otuzbeş kuruşa
indirilmesi için, şu an hazine evrakında 114ı Ö ı 733 tarih ile kayıtlı bir fermanı
İstanbul kadısına göndermiştir27. Bu fermanda ilim talebesinin istifadesi amacıyla
eserin ciltsiz basılması ve 35 kuruştan satılması emredilmektedir. O dönemde bir
dirhem gümüş 20 akçedir28.
tık cilt ı9 sayfa giriş ile birlikte 775 sahifedir. İkinci cilt iki sayfa fihrist, 756 sayfa
sözlük ve ı O sayfa sonuç bölümü olarak toplam 7 68 sayfadır. Eser daha sonra
bir kaç defa yeniden yayınlanmıştır. İkinci baskısı yine aynı matbaada ı 755-ı 756
yıllarında yapılmıştır. İkinci baskının ilk cildinin sayfa sayısı 379, ikinci cildi 433
sayfadır. Üçüncü baskısı ı802- ı803 yıllarında Daru't-Tıbaati'l-Cedide matbaasmda
yayınlanan nüshanın ilk cildi 655, ikinci cildi 764 sayfadır.
Vankulu /ügatz'nın 2. baskısının numaralandırılmamış ilk sayfasında eserin Sultan
Muhammed Han'ın hilafeti, Sadrazam Ragıp Muhammed Paşa ve Şeyhülislam
Dürrizade Mustafa Efendi zamanında tabedildiği belirtilmektedir. Sayfanın altında
ise Kostantiniyede ve 1170 olarak basıldığı yer ve tarih yer almaktadır. Daha sonraki
sayfada "Suret-i Emr-i Şerif-i Alişan" başlığı altında eserin basılabilmesi için gerekli
olan padişah fermanı ve şeyhülislamın fetvasının bir örneği bulunmaktadır.
Üçüncü sayfada "Miftahu ma fi'l-Kitab" başlığında, eserin kullanım hakkında bilgiler
verilmekte, sözlüğün bablar ve fasıliara ayrıldığı belirtilmektedir. Bablar sahih fiilin
son harfine göre, fasıllar da ilk harfe göre düzenlenmiştir. bu tertibe göre sözlük
yirmi sekiz bab ve fasıla ayrılmıştır. Son harfi "vav" veya "ya" harfinden hemzeye
dönüşen kelimeler ise "vav" ve "ya" bablarında yer almaktadır. Herhangi bir illetli
fiilin değiştirilmiş şekli olmayan yumuşak elifli kelimeler ise yirmi sekiz babın dı­
şında yirmi dokuzuncu bab olarak ele alınmıştır. Fasıllarda aynı şekilde düzenlenmiştir.

tık cildin ilk sayfasındaki mukaddime hamdale ve salvale ile başlamakta, sözlü-
ğün hazırlanmasının gerekçeleri ve sistemi anlatılmaktadır. Sözlük kısmı dördüncü
sayfadan itibaren başlamaktadır. İkinci ciltte, asıl sözlük kısmı fihristten sonra gelmektedir.

Madde girişinden sonra, önce maddelerin hareketleri ifade edilmekte, sonra
Türkçe anlamı verilmekte ve bir cümlede kullanılmaktadır. Bu eserde kelimeler


Arapça örneklerde kullanıldığı için kullanıcıların Arapça bilmesi, yararın daha fazla
olmasını mümkün kılacaktır. Örneğin "el-Heba" ("ha"nın fethi ve banın sükOnuyla)
gizlemek, setr manasınadır" denildikten sonra örnek bir Arapça cümle verilmiştir.
Yine "ei-Humal ("ha"nın zammı ve "mim"in tahfifiyle) aksak olmak, a'rec manasma
ve EbO Ubeyd eyitti humal deve ayağında olan şol aksaklıktır ki ana bazi tarnar kesilmekle
deve kılurlar" denmektedir. "ed-Dıhal ("dal"ın kesirve "ha"nın tahfifiyle) bi
kere su içen deveyi susuz devenin arasına koyup havza iletmeğe dirler, kemaliyle
su içmedüyse içsün deyü", "el-Va'z. ("va"nın fethi ve "ayn"ın sukunuyla nasihat etmek
bir nesnenin ahurunu andurmak" diye açıklanmaktadır.
Vankulu lügatz Arapça'dan Türkçe'ye tercüme edilen lügatlar arn~nda önemli
bir yere sahiptir. İlk defa basılan Türkçe eser olarak da ayrı bir öneme sahip bu eser
yıllarca ilim ve kültür hayatında yüksek l:ıir mevki işgal etmiş, ilim adamlarının ve
öğrencilerin ellerinde düşürmediği bir el kitabı olmuş, başvurulan bir temel sözlük
haline gelmiştir.