Emsile.Com

Fatih Camii, Emsile.com, Sarf, Nahiv, Fıkıh, Hukuk, Mantık ilimleri

İRAN’DA ŞAHSİ KÜTÜPHANELERDE BULUNAN TÜRKMEN EL YAZMALARI VE TARİHÎ BELGELERİ

YILDIRIM, Z. (2016). İran’da Şahsi Kütüphanelerde Bulunan Türkmen El Yazmaları ve Tarihî Belgeleri.
Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi, 5(3), 1135-1143
Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 5/3 2016 s. 1135-1143, TÜRKİYE

İRAN’DA ŞAHSİ KÜTÜPHANELERDE BULUNAN TÜRKMEN EL
YAZMALARI VE TARİHÎ BELGELERİ
Zeynep YILDIRIM
Geliş Tarihi: Mayıs, 2016 Kabul Tarihi: Eylül, 2016
Öz
İran’da yaşayan Türkmenler geçmişten beri Arap alfabesini
kullanmaktadırlar. Bu nedenle eski dönemlerde kaleme alınan el yazmaları
sürekli okuna gelmektedir. Tarafımızdan İran’a yapılan araştırma gezisinde,
Kara Molla veya Muhammet İşan Göklen gibi yeterince tanınmayan şairlerin
bilim dünyasınca bilinmeyen yazmalarına ulaşıldı. Aynı şekilde
Mahtumkulu’nun en eski yazmalarının biri sayılan ve tahminen XIX.
yüzyılın başlarında yazılan Karabebek (Garabä:bek) nüshası da şahsi bir
kütüphanede bulundu. Mahtumkulu Divanı’nın birçok diğer nüshaları

SEBK-İ HİNDI (HİND ÜSLÜBU)

Ilmi Araştırınalar 2, Istanbul ı 99(ı
Sehk-i Himlf, İran, Hindistan, Afganistan, Türkıye ve Tacıkıstan gibı Lilkelerın
edebiyatlarında birkaç yüzyıl etkisİnı göstermiş ve uzerınde özellikle İran'da
çokça tartışmalar yapılmış edebi' bir Lisllıptur. XI.-XVII.yüzyıl Türk edebıyatmda
da kendını ağırlıklı bır şekilde lııssettiren bu üslubun adı, ortaya çıkışı, geçırdiğı
merhaleler ve ozellıklerı ıle ılgılİ çeşitli gon.iş ve tartışmalar hakkındaki gelışınelerin
Fars edebıyatıyla ılgilenenler kadar, Turk edebiyatı araştırmacılarını da ilgilendireceği
kanaatındeyız.
Hind, İsfahan, Azerbaycan ya da Türk Üslôbu mu?
Bu uslubun en çok tartışmalara konu olan yönü, ona verilen adın ne olması
gerektiğidır. İran'ın ılnıi' ve edebi çevrelerını oldukça fazla meşgul eden bu isıın
karmaşası üzerinde değışık göruşler ı lerı surülmiış ve göruş sahipleri kendi fikırlerınin
doğruluğunu ispatlayabilnıek için çeşıtlı sebepler belirtmışlerclir.

İran’da İlk Anayasal Hareket “1906 Meşrutiyeti”

A.Ü.D.T.C.F.Tarih Bölümü Öğretim Üyesi
İran tarihi boyunca istibdad sistemi ile yönetilmiş bir ülkedir. Bu nedenle 1906 Meşrutiyeti
bu ülkenin tarihi içerisinde üzerinde önemle durulması gereken bir olaydır. İran’ın meşrutiyet ihtilali
aşağı-yukarı bu topraklarda hüküm sürmüş olan 2500 yıllık mutlak bir monarşiyi, bir süre ortadan
kaldırarak demokrasiye doğru giden ilk ve son adım olmuştur. “1906 Meşrutiyeti” ile İran halkı yıllar
boyu alıştığı sisteme karşı çıkarak, hürriyetine kavuşmak amacıyla meşruti bir sistem isteğinde
bulunmuştur.
Bu yazıda da İran gibi gerçekten son derece zengin bir kültüre sahip bir ülkede, tarihleri
boyunca yalnızca1906 yılında tecrübe ettikleri meşrutiyet, özgürlük, demokrasi isteklerini
gerçekleştirmek üzere yaptıkları ihtilal ele alınacaktır. Bu konu ile ilgili olarak; İranlı tarihçi yazar
Kesrevi’nin “Tarih-i Meşruta-yı İran” , ihtilalcilerden Melik-ül Mütekellim’in oğlu Dr.Melik

İSMİN ALÂMETLERİ:

İSMİN ALÂMETLERİ:

Birinci dersimizde kelime ve kısımları üzerinde durmuştuk. Kelimelerin isim, fiil ve harf'ten meydana geldiğini öğrenmiştik. Cümleler kelimelerden meydana geldiği için; Arapça öğrenimine bu konuyla başladık. Şimdi de kelimenin ilk kısmı olan ismi tanımaya devam edelim. Bilindiği gibi karşılaştığımız bir kelime ya isimdir, ya fiildir, ya da harf'tir. Peki, ismi nasıl tanıyacağız? Özellikleri nelerdir? Ana hatlarıyla bu konu üzerinde duralım.

Arapça'ya yeni başlayan herkesin mutlaka bilmesi gereken, özelliklerle başlayalım:

. Başına harf-i ta'rîf (ال Takısı) alabilir:

الْكِتاَبُ , السُّنَّةُ gibi.

Diyanet engellileri umreye götürecek



Diyanet İşleri Başkanlığı, 81 ilde işitme engellilere yönelik düzenleyeceği bilgi yarışmalarında dereceye giren 100 kişiyi ücretsiz umreye götürecek.

Diyanet İşleri Başkanlığı, 81 ilde işitme engellilere yönelik düzenleyeceği "Umre Ödüllü Dini Bilgiler Yarışması"nda dereceye giren 100 kişiyi ücretsiz umreye götürecek.

Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü Engelli Koordinatörü Ömer Aydın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, özel ilgiye ihtiyaç duyan dezavantajlı gruplar arasında engellilerin önemli bir alan oluşturduğunu, engellilerin dini vecibelerini yerine getirmelerini sağlamak amacıyla çeşitli çalışmalar yürüttüklerini aktardı.

Farsça Cümleler 8

Ben kayboldu sanmıştım meğer sendeymiş
من فکر کردم گم شده نگو دست تو بوده
Görür görmez anladım hemen o anda
همینکه دیدم همان لحظه فهمیدم
Sarı sandıklara kitlemiştim aşkımızı
عشقمونو تو صندوقچه های طلایی قایم کرده بودم
Sahip çıkmışsın canım eksik olma
تو صاحبش شدی جونم، دستت درد نکنه
Nasıl özlemiş kalbim böyle atmayı
نمی دونی قلبم چقدر دلش برای چنین تپیدنی تنگ شده بود
Oysa yerini bile unutmuştum hanidir
درحالی که حتی یادم رفته بود جاش کجاست
Bazen hayat vermek ister aldıklarını
بعضی وقتا زندگی اون چیزایی رو که ازت گرفته میخواد بهت برگردونه
Mucizeler hepböyle ansızın gelir
معجزه ها همیشه اینطوری ناگهان میاند
Teşekkür ederim böyle baktığın için
ازت ممنونم که اینجوری نگام می کنی
Teşekkürler aklımda kaldığın için
ازت ممنونم که تو ذهنم موندی
Karanlıktan korkmuyorum eskisi gibi
دیگه مثل قبل از سیاهی نمی ترسم
Senin yanın en aydınlık beyaz benim için
با تو بودن برای من روشن ترین سفیدی(روشنی)هست

Şİ’R-İ NEV İLE Şİ’R-İ SEFÎD ARASINDA: ÇAĞDAŞ FARSÇADA ŞİİR, GARİP VE TÜRKÇE ŞİİRDE FARSÇA ETKİSİ MESELESİ*

EFE MURAT BALIKÇIOĞLU / Şarkiyat Mecmuası Sayı 25 (2014-2) 23-63 23
Şİ’R-İ NEV İLE Şİ’R-İ SEFÎD ARASINDA:
ÇAĞDAŞ FARSÇADA ŞİİR, GARİP VE
TÜRKÇE ŞİİRDE FARSÇA ETKİSİ MESELESİ*
Efe Murat BALIKÇIOĞLU**
Öz: Nîmâ’nın “Efsâne” şiiriyle başlatılan şic
r-i nev (yeni şiir), klasik
Farsça şiirdeki vezin ve kafiyenin tahakkümüne karşı çıkmış ve gene şic
r-i
nev’in ikinci ve üçüncü devrelerinde Ahmed-i Şâmlû’nun başı çektiği şic
r-i
sefîd (Beyaz şiir) tarzıyla tam anlamıyla serbest, bî-âheng bir şiire yönelmiştir.
Şic
r-i nev’in çıkış yıllarına bakıldığında Garip’le, şic
r-i sefîd’in de
İkinci Yeni’yle dönemdaş olduklarını görüyoruz ama tek bir farkla: ilk
devre şic
r-i nev, Garip’le dönemdaş olduğu halde şiirde yaptığı yenilik bakımından
Tevfīk Fikret’in “serbest müstezât”ıyla benzerlik gösterirken,
erken dönem şic
r-i sefîd şairleri, İkinci Yeni’yle dönemdaş oldukları halde,
Farsça şiire yaptıkları etki bakımından ancak Garip’le kıyaslanabilirler.

Haç nedir?



İslam’ın şartlarından biri olup Kabe’yi ve civarındaki ibadet için işaret buyurulan özel yerleri belirtilen vakit içinde usulüne uygun olarak ziyaret edip, yapılması gerekli menasiki yerine getirerek eda edilen farz ibadettir.

Arapça'da Atıf Edatları

ATIF: Atıf harfleri denen harflerle kelime veya cümleleri aynı hükme bağlamaya atıf denir. İleride müstakil konu başlığı altında işleyeceğimiz, ancak çok gerekli olduğu için ara ara kelimeler ve dipnotlarda işlediğimiz atıf bahsinden şimdilik şu kadarını öğrenmemiz yeterlidir:
Atıf harflerinden önceki kelimeye ma’tûfun aleyh, sonraki kelime ya da cümleye de ma’tûf denir. Ma’tuf, ma’tuf’un aleyh’in harekesini alır.
نَجَحَتْ فاَطِمَةُ وَ أُخْتُهاَ.
Fâtıma ve kardeşi başardı.
Bu cümlede فاَطِمَةُ ma’tufun aleyh, وَ atıf harfi, أُخْتُهاَ da ma’tuf’dur (atfedilen). أُخْتُ kelimesi matufun aleyh olan فاَطِمَةُ kelimesinin merfû olması sebebiyle merfûdur. Atıf vâvı ma’tuf ile ma’tûfun aleyh’in aynı hükümde ortak olduğunu göstermiştir.
Atıf harfleri 10 tanedir. Kelime ezberler gibi ezberleyebileceğimiz bu harflerin cümle içindeki kullanılışları şöyledir:
وَ
ve
رَجَعَ الْيَوْمَ مُحَمَّدٌ وَ خاَلِدٌ.
Muhammed ve Hâlit bugün döndüler.
فَ
akabinde, hemen

Kevâşî'nin Hayatı, İlmî Kişiliği ve Eserleri*

Kevâşî'nin Hayatı, İlmî Kişiliği ve Eserleri*
Mehmet Mahfuz ATA**
Öz: Kevâşî, İslâm dünyasının Moğol istilâsına uğradığı hicrî VII. asırda yaşamış, tefsir, kıraat
ve Kur'ân ilimleri sahasında bazı eserler vermiştir. Kevâşî’nin Tebsıra ve Telhîs isimli tefsirleri
hem rivayet hem de dirayet özellikleri taşıyan, ancak daha çok dirayet yönü ağırlıklı olan eserlerdir. Kıraat, Arap dili ve edebiyatı, vakf ve ibtidâya dair önemli yorumlar yapan müellif, ilmî
gayeyle dönemin önemli ilim merkezlerine seyahatlerde bulunmuştur. Kaleme aldığı tefsirleri
kendisinden sonraki Celâleddin el-Mahallî ve Celâleddin es-Süyûtî gibi bazı meşhur âlimlerin
eserleri arasında referans olarak gösterilmiş; Telhîs adlı eseri dönemin meşhur tefsirlerinden
olan el-Keşşâf ve Mefâtîhü'l-Gayb'la birlikte Beytü'l-Makdis'te ders kitabı olarak okutulmuş-
tur. Bu çalışmada İtikatta Eş'arî, amelde Şâfiî mezhebine mensup olan Kevâşî’nin hayatı, ilmî
kişiliği ve eserleri ele alınmıştır.

Müftüye Verilen Nikah Yetkisi İmam Nikahı Yerine de Geçer mi?



Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 20 maddeden oluşan birinci bölümü TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi. Kabul edilen maddelere göre, İçişleri Bakanlığı'nın, evlendirme memurluğu yetkisi ve görevi verebileceği kurumlar arasına il ve ilçe müftülükleri de eklendi.

Müftülere "resmi nikah kıyma yetkisi" veriliyor. Bu çerçevede resmi nikah töreninde hangi prosedür uygulanıyorsa, müftü de Medeni Kanun ve Evlendirme Yönetmeliği'ne uygun olarak aynı prosedürü uygulayacak

İmam nikahında söz konusu olan kadına mehir sorma, iki erkek şahit bulundurma ve dua etme gibi uygulamalar olmayacak. Müftü çiftlere evlenmeyi kabul edip etmediklerini soracak ve "evet" yanıtını aldıktan sonra töreni "Sizleri karı koca ilan ediyorum" diyerek tamamlayacak.

Müftülerin resmi nikah kıyabilme yetkisine dair açıklama



5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununda yapılan değişiklikle İl ve İlçe Müftülüklerine Evlendirme Memurluğu yetkisi ve görevi verileceği hükmü Kanuna eklenmiş ancak bu konuda İçişleri Bakanlığından henüz bir yetkilendirme ve görevlendirme işlemi yapılmamıştır. İlgili Bakanlıkla Başkanlığımız arasında konuyla ilgili çalışmalar devam etmektedir.


Bu itibarla, İçişleri Bakanlığı tarafından müftülüklerimize yetki verilmeden resmi nikah kıyılması mümkün bulunmamaktadır. Yetkilendirme işlemleri konusunda Başkanlık tarafından müftülüklerimize ayrıca bilgilendirme yapılacaktır. Başkanlığımızdan gelecek bilgilendirme sonrasında müftülüklerimiz resmi nikâh işlemlerine başlayacaklardır.


Konuyla ilgili İçişleri Bakanlığı ile müşterek bir eğitim programı çalışması, uygulamalar konusunda klavuz el kitabı hazırlanması planlanmaktadır.

Mevsimlik işçi çocuklarına yaz Kur’an kursu açılacak mı?



Bu arada mevsimlik işçilerin çocukları da unutulmadı. Mevsimlik işçilerin çocuklarının yaz Kur’an kursu faaliyetlerinden faydalanması amacıyla söz konusu işçilerin bulunduğu yerlerde yaz Kur’an kursu açılacak.

Sınıflar oluşturulurken öğrencilerin yaş farklılıklarının da göz önünde bulundurulacağı kurslarda yaş grupları dikkate alınarak öğrencilerin birlikte eğitim-öğretim görmeleri sağlanacak.

İBN TÜRKE’NİN İSLÂM DÜŞÜNCESİNDEKİ YERİ

İBN TÜRKE’NİN İSLÂM DÜŞÜNCESİNDEKİ YERİ
Doç. Dr. Ali Kürşat TURGUT
Akdeniz Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü İslam Felsefesi ABD. Öğretim Üyesi
akursat01@hotmail.com
ÖZET
İslâm düşüncesinin entelektüel yönünü oluşturan kelâm, felsefe ve tasavvuf alanında Müslüman
düşünürler, söz konusu sahalardaki yetkinlikleri ve yapmış oldukları çalışmalar ile öncü rol üstlenmişlerdir.
Mâtürîdî, Fârâbî, İbn Sînâ, Sühreverdî el-Maktûl ve İbn Arabî gibi düşünürler, İslâm düşüncesinde belli
alanlarda hem birer ekol kurucusu olmuşlar hem de kendilerinden sonra ve farklı alanlarda çalışma yapan
âlimleri etkilemişlerdir. Adı geçen filozoflar ve onların takipçileri, verdiği eserlerle hem Doğulu hem de
Batılı pek çok araştırmacının ilgi odağı olmuştur. Örneğin İbn Arabî, ortaya koyduğu fikirlerle hem İslâm
tasavvuf sahasında yeni ekollerin oluşmasına katkıda bulunmuş hem de kelâm ve felsefe alanında çalışma