Emsile.Com

Fatih Camii, Emsile.com, Sarf, Nahiv, Fıkıh, Hukuk, Mantık ilimleri

CÂMÎ-İ RÛM’DAN MUHTEŞEM SÜLEYMAN’A MEKTUP

221
U.Ü. FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ
SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ
Yıl: 6, Sayı: 9, 2005/2
CÂMÎ-İ RÛM’DAN MUHTEŞEM SÜLEYMAN’A MEKTUP
Sadettin EĞRİ*
ÖZET
Osmanlı imparatorluğunda sultanlar ve üst düzey devlet görevlileri,
sanata va sanatçıya olan yakın ilgileri ile bilinirler. Bu ilgi kendini
sanatçılara ve sanat eserlerine yapılan destekle kendini gösterir. Hatta bu
yakınlık bazen eserlerin muhtevasına ve şekline müdahale şeklinde bile
ortaya çıkabilir. XVI. yüzyıl Türk edebiyatının önemli ediplerinden Lâmi’î
Çelebi, kırktan fazla eserin sahibidir. “Câmî-i Rûm” olarak da bilinen şair
“Vâmık u Azrâ” isimli eserini sultana sunarken, bir de mektup göndermiştir.
Bu mektupta eserin hangi şartlarda ve nasıl telif/tercüme edildiğini anlatılır.
Sultana medh ve Allah’a dua ile başlayan eser, Kanûnî’nin emri ile yazılmış
ve Kazasker Kâdirî Çelebi’nin desteğini almıştır. Mektubunda eseri 5 ayda
ve 6000 beyit olarak yazdığını belirten şair, Kânûnî Sultan Süleyman’ın

Vaizlik Sınavında Başarılı Olanların Atama İşlemleri Nasıl Yapılacak?



"Vaizlik, Kur'an Kursu Öğreticiliği, İmam-Hatiplik Ve Müezzin Kayyımlık Kadrolarına Atama Ve Bu Kadroların Kariyer Basamaklarında Yükselme Yönetmeliği"nin 7 nci maddesine istinaden ilgili tarihte yapılan yazılı ve bildirilen tarihler arasında yapılan sözlü sınav sonucu başarılı olanların atama işlemleri aşağıda belirtilen esaslara göre yapılacaktır:

Vaizlik Atama Tercih İşlemleri için Tıklayınız

Sınavda başarılı olan vaiz adayları, Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin 26 nci maddesinin 2 inci fıkrasının (a) bendi hükümlerine göre atanacaklardır.Adayların tercihlerine göre yerleştirilme işlemi, yazılı ve sözlü sınavların aritmetik ortalaması alınarak yapılacaktır. Bunda eşitlik olması halinde sırasıyla,

Yazılı sınav puanı yüksek olana,

Sözlü sınav puanı yüksek olana,

Hafız Divan’ının İki Yeni Türkçe Tercümesi Dolayısıyla: Hafız Divanı’ndaki İlk Gazelin İlk Beytinin Türkçe Tercümesi Üzerine Bazı Notlar

Özet
Hafız Divanı’ nın yarm asra yaklaşan bir aradan sonra, son yıllarda iki tercümesi
birden yapıldı. Mehmet Kanar ve Hicabi Kırlangıç tercümesi. Ama edebiyat dünyası
yankısız, sessiz kaldı. Biz bu değerli çalışma ve emeğe saygı olarak, onların Hafız Divanı
çevirisine değinmek istedik. Bu iki tercümeye, dört isim daha ekledik. Böylece altı
tercümeye yer verdik. fakat bu tercümelere bir örnek olarak sadece Hafız Divanı’nın ilk
gazelinin ilk beytini kapsamaktadır. Yani ilk gazelin ilk beytini, Sudi, Mehmet Vehbi
Konevi, Abdülbaki Gölpınarlı, Rüştü Şardağ, Mehmet Kanar ve Hicabi Kırlangıç nasıl
tercüme etmişler? Bunu göstermek istedik.
Anahtar Kelimeler: Hafız divanı, Şiir, tercüme, Fars edebiyatı, Klasik Türk edebiyatı
About Two New Turkish Translation of Hafiz Divan: Some Notes on
First Couple of First Lyric of Hafiz’s Divan
Abstract
After nearly half a century, Hafız’s Divan has been translated twice by Mehmet Kanar

Diyanet, Ataşelik mülakat sonuçlarını açıkladı tıkla sorgula



İlgili Tarihlerde Başkanlığımız Merkezinde Yapılan Müşavirlik/Ataşelik/Koordinatörlük Mülakatı Sınav Sonuçlarını https://dibbys.diyanet.gov.tr/ adresinden sorgulama yaparak öğrenebilirsiniz.

Diyanet Müşavirlik/Ataşelik/Koordinatörlük Mülakatı Sınav Sonuçlarını Sorgulamak için Tıklayınız

Osmanlı Tarihçiliğine ve Tarih Kaynaklarına Genel Bir Bakış

Özet
Osmanlı tarihçiliği xv. yüzyıl otalarında başladı. İlk eserler menakıbnâme, destan ve
gazânâme türündedir. Daha sonra Tevârîh-i Âl-i Osman adı altında ilk standart eserler
ortaya konuldu. XVI. yüzyılda biyografi ve bibliyografi türlerinin ilk örnekleri kaleme
alındı; yarı resmî saray tarihçiliği olan şehnâmenüvisliğin güzel örnekleri verildi. XVII.
ve XVIII. yüzyıllarda yeni tarih türleri ortaya çıktı ve resmî tar,h yazıcılığı olan vakanü-
vislik müessesesi kuruldu. XIX ve XX. yüzyıllarda daha da çeşitlenen tarih kaynaklarına
yeni türle eklendi.
Anahtar Kelimeler: Tarihçilik, tarih yazıcılığı, tarih kaynakları, tarih türleri

An Overview of The Ottoman Historiography and Ottoman Source
Abstract
Ottoman historiography started in the midst of 15th century. The early works were
given in the types of hagiography (menakıbnâme), epic and gazanâme. Afterwards, the
first standardised works started to be written in the name of Tevârih-i Âli-i Osman (Chronicles

SON OSMANLI MUTASAVVIFLARINDAN AHMED AVNİ KONUK'UN BİR MİSYONERE YAZDIĞI MEKTUPLAR

A K A D E M İA R D E R G İS İ
YIL:2016 - SAYI:1 - s. 241-266
SON OSMANLI MUTASAVVIFLARINDAN AHMED AVNİ
KONUK'UN BİR MİSYONERE YAZDIĞI MEKTUPLAR
Letters to a Missionary Written by One O f The Last Ottoman Sufis Ahmed Avni Konuk
ES MA ÖZTÜRK
Özet
Bu makale ile son dönem Osmanlı mutasavvıflarından Ahmed Avni
Konuk’un aynı dönemde ülkemizde yaşamış John Kingsley Birge adlı misyonere
göndermiş olduğu iki mektubun muhtevası sunulmuştur. Anlaşıldı­
ğı üzere, Ahmed Avni Konuk bu mektupları Mevlânâ ve İbnü’l-Arabî’nin
eserlerini yurt dışında da tanıtmak amacıyla yazmıştır. H er ne kadar bir m utasavvıf
ile bir misyonerin mektuplaşması sıra dışı karşılanabilse de, bu giri­
şim, Osmanlı İmparatorluğu’nun Batı Dünyası’na yakınlaşma politikasının
bir uzantısı olarak kabul edilmelidir.
Anahtar Kelimeler: A hm ed A vni Konuk, John Kingsley Birge, Misyonerlik
Letters To A Missionary Written By One O f The Last Ottoman Sufis Ahmed Avni
Konuk
Abstract

Kurban kesmenin hükmü nedir?



Kurban kesmenin hükmü nedir? Farz mı sünnet mi vacip mi? Kurban kesme ibadetinin dini hükmüne dair fakihler arasında görüş ayrılıkları bulunmaktadır. Kurban kesmenin hükmü nedir? Farz mı sünnet mi vacip mi? sorularının yanıtı büyük merak konusu oluyor. Bazı alimler, kurban kesminin vacip bazıları ise müekked sünnet olarak görmüşlerdir. İşte kurban kesmenin hükmüne dair detaylar...

Kurban kesmenin hükmü nedir? Farz mı sünnet mi vacip mi? İlmihal dilinde kurban ve kurban kesiminin dinî hükmü denilince, aksine bir kayıt bulunmadığı sürece, kurban bayramında kesilen kurban ve bunun hükmü anlaşılır. Kurban kesmenin fıkhî açıdan değerlendirilmesi hususunda fakihler arasında görüş farklılıkları vardır. Dinen aranan şartları taşıyan kimselerin kurban kesmeleri Hanefî mezhebinde ağırlıklı görüşe ve bazı müctehid imamlara göre vâcip, fakihlerin çoğunluğuna göre müekked sünnettir.

Sınav Sonuçlarına İtiraz

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılmış sınavlardan sınav sonucunun yanlış olduğunu düşünüyorsanız itiraz hakkınızı kullanınız. İtiraz giriş sayfasında belirtilen tüm alanları doğru ve eksiksiz doldurmaya ve itiraz konunuzu doğru seçmeye dikkat ediniz.

T.C. Milli Eğitim Bakanlığı Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü Sınav İtirazları Giriş Ekranı için TIKLAYINIZ

Ali Şakir Efendi ile söyleşi

Ahmet Bedir: Önce lisans döneminden
başlamak istiyorum? Hangi
üniversiteden mezunsunuz? Hangi
yıllarda okudunuz?
Ali Şâkir Efendi: İmam-Hatip
okuluna Yozgat’ta başladım. Yozgat
İmam-Hatip Lisesi 1953’te açıldı ve
ben de onun ilk talebesiyim. İmamHatip
Lisesi’nin birinci devresini
Yozgat’ta bitirdim. İkinci devresini
ise Ankara İmam-Hatip Lisesinde
devam ettim. O zaman Ankara
İmam-Hatip Lisesi’nin müdürü Veli Ertan Bey idi. Kısa bir süre sonra değiş-
ti. Zakir Güven Bey müdür oldu. Bu bir resim hocası idi. Zaten İmam-Hatip
Liseleri’nin kaderidir. İlk açılınca mutlaka meslekten olmayan, ya resim hocası,
ya müzik hocası ya da bu cinsten diğer hocalar müdür tayin edilirlerdi. Yozgat’ta
da böyle idi. Yozgat İmam-Hatip Lisesi’nin ilk müdürü de resim hocası idi.
Bunlar enteresandı. 1961 yılı haziranında Ankara İmam-Hatip Lisesi’nden mezun
oldum. Üniversite imtihanına girerken, çalışırken okuyabileceğim fakülteleri

RİSÂLETÜ’N-NUSHİYYE’DE BAĞLAMA BAĞLI YAKIN ANLAMLI ÇİFTLER

A. Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi [TAED] 54, ERZURUM 2015, 117-136

Öz
Yunus Emre tarafından kaleme alınmış olan Risâletü’n-Nushiyye, taşıdığı
edebî değer yanında dil araştırmacıları için de önemli bir araştırma
malzemesi niteliğindedir. Eserde yaklaşık olarak 440 kadar Arapça, 160
kadar Farsça sözcük vardır. Arapça ve Farsça tamlamaların sayısı ise oldukça
azdır. Eserde bir diğer dikkat çeken şey ise eskicil (arkaik) olarak kabul
edebileceğimiz Türkçe sözcüklerdir.
Bir dilde, birbirine yakın anlamda birçok sözcüğün bulunması o dilin
zenginliğini, işlenmişliğini gösteren özelliklerdendir. Bu amaçla, Erdoğan
Boz tarafından hazırlanan eserin dizin kısmı taranarak birbirine yakın anlamlı
olan çiftler tespit edilmeye çalışılacaktır.
Tespit edilecek olan bu yakın anlamlı çiftlerin tercih nedenlerinin; şairin
biçimsel yönden vezin ve kafiyeye uyma kaygısı ve içerik (anlam) yönünden
nüans farklılıklarını ortaya koyma isteği tartışılacaktır.

Kemal Paşazade’nin Pendnam e’si

Özet:
Osmanlı devletinin parlak ve görkemli bir dönemi olan 16. yüzyılda
yaşayan Kemal Paşazade tarih, edebiyat, hukuk, mantık gibi birbirinden
oldukça farklı sahalarda eserler vermiş bir müellifdir. Türkçe ile birlikte Arapça
ve Farsça olarak üç dilde eser sahibi olan Paşazade’nin haklı olarak şöhret
kazanmış eserlerinin yanında henüz yeteri kadar ilgi görmeyip araştırılmayı
bekleyen eserleri de bulunmaktadır. Pendname (veya Nesayih) bu eserlerden
birisidir. Dönemine ve Paşazade’nin diğer eserlerine göre oldukça sade bir dille
yazılan eser içerdiği konular itibariyle hem bir ahlak kitabı hem de yöneticilerde
bulunması gereken özellikleri belirttiği için siyasetname özelliği taşımaktadır.
Bu eser makalemizin ana konusunu teşkil edecektir.
Anahtar Sözcükler: Pendname, Ahlak kitapları, Kemal Paşazade,
Siyasetname, Nasihatname
Kemal Paşazade’s Pendname
Ahstract: Kemal Paşazade who lived in the 16th century vvhich is a bright

BAŞKURT TÜRKÇESİNDE ARAPÇA VE FARSÇADAN ALINTI KELİMELERDEKİ ÜNLÜ VE ÜNSÜZ DEĞİŞMELERİ*

Türkbilig, 2006/12: 143-162.

Özet: Bugün Türkçenin yazı dili hâline gelmiş veya gelmemiş olan birçok
kolunda söz varlığının bir kısmını Arapça ve Farsçadan alıntı kelimeler
oluşturmaktadır. Bu durum, özellikle Karahanlılar döneminden itibaren
Türklerin Müslümanlığı kabul etmesiyle birlikte artmış ve her biri farklı
bölgelerde kullanılan Türkçenin kollarında bu alıntı kelimeler o lehçenin ses
yapısına göre farklı fonetik değişimlere uğramıştır. Türk lehçelerinde çok
fazla görülen bu alıntı kelimeler, bugün ses denklikleri ortaya çıkarıldığında,
lehçeler arası ortak kelime hazinesinde önemli bir yer tutmaktadır. Bu
makalede, Başkurtça Başkurtça Sözlük temel alınmak kaydıyla, bugün
Başkurt Türkçesinde yaygın olarak kullanılan Arapça ve Farsçadan alıntı
kelimelerde görülen ünlü ve ünsüz ses değişimleri incelenmiştir.
Anahtar kelimeler: Başkurt Türkçesi, Arapça alıntı kelime, Farsça alıntı
kelime, ünlü değişmesi, ünsüz değişmesi.

Hacca kayıt yaptırıp gidemeyenlerin durumları nedir?



Diyanet, kura sonucu mübarek topraklara gitmeye hak kazanan 80 bin kişinin en çok merak ettiği 6 soruyu cevapladı. İşte o sorular ve Diyanet'in verdiği cevaplar:

Hacca kayıt yaptırıp gidemeyenlerin durumları nedir? Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, konuyla ilgili olarak "Hac ibadetine talip olmak, niyetini ortaya koymak her mümin için önemlidir. Hacca gidecek kardeşimizin sevinci Allah katında ne kadar kıymetli ise bu imkana kavuşamayan kardeşimizin hüznü de o kadar kıymetlidir" diye konuştu.

Hacca neden sırayla götürmüyorsunuz?

Sıraya konulması halinde kayıtlı mevcut hacı adayı sayısına göre 25 yıl sonrasına sıra verilmiş olacaktır. Bu da hac heyecanını ortadan kaldıracak ve içtimai probleme dönüşecektir.

Neden kuraya ihtiyaç duyuldu?

Kemâl Ahmed Dede’nin Tercüme-i Menâkıb-ı Mevlânâ Adlı Eserinde Seyyid Burhâneddîn Muhakkık-ı Tirmizî ve Menkıbeleri*

Kemâl Ahmed Dede’nin Tercüme-i Menâkıb-ı Mevlânâ Adlı
Eserinde Seyyid Burhâneddîn Muhakkık-ı Tirmizî ve Menkıbeleri*
Betül Sinan Nizam**
Özet
Yaşamı, düşüncesi, inançları, hoşgörüsü ve eserleri ile yüzyılları aşmış bir mutasavvıf-şair
olan Mevlânâ’nın menkıbelerini anlatan eserler, 13. yüzyıldan itibaren kaleme
alınmaya başlanmıştır. Bununla birlikte onu o yapan, eğitim ve olgunlaşma sürecinde yanında
bulunan kişiler unutulmamış, onların menkıbeleri de bu eserlerde yerini almıştır. Bu
durum, Mevlânâ ve Mevlevîliği anlamanın bu zatları da tanımakla mümkün olabileceği dü-
şüncesinin sonucudur. Böylece bir yandan Mevlânâ’nın zaman içerisinde gelişen düşünce
ve duygu ikliminin temel taşları ile tarikatın gelişimi gösterilirken diğer yandan bu kişilere
olan vefa borcu ödenmeye çalışılmıştır. Seyyid Burhâneddîn Muhakkık-ı Tirmizî de Mevlânâ’nın
babasından sonraki hocası olması açısından bu zatlar içinde ayrı bir yer edinmiştir.