Emsile.Com

Fatih Camii, Emsile.com, Sarf, Nahiv, Fıkıh, Hukuk, Mantık ilimleri

Kazvin

Kazvin, (Farsça: قزوین, UFA: [ɢæzˈviːn]), İran'da Kazvin Eyaleti yönetim merkezi olan şehirdir.

İran'ın en eski şehirlerinden birisi olan Kazvin, 1548 ile 1598 yılları arasında Safevî Devleti'ne başkentlik yapmıştır.
İran'ın başkenti Tahran'nın 165 km kuzeybatısında ve Hazar Denizi'nin güneyindeki şehir soğuk ama kuru fırtınalı bir iklime sahip olup, Elburz Dağları silsilesinde yerleşir.
Antik bir şehir olan Kazvin'nin 7000 (yedibin) yıl geçmiş bir tarihi vardır.

Kaşgarlı Mahmud, Divân-ı Lügati't-Türk'te;

OSMANLI DÖNEMİ ARAP EDEBİYATI ÜZERİNE DEĞERLENDİRMELER

KENAN DEMİRAYAK / Şarkiyat Mecmuası Sayı 26 (2015-1) 31-62 31
OSMANLI DÖNEMİ ARAP EDEBİYATI ÜZERİNE
DEĞERLENDİRMELER
Kenan DEMİRAYAK*
Öz: Arap Edebiyatında Osmanlı dönemi, 9. Osmanlı padişahı, 88. İslam
ve ilk Osmanlı halifesi Yavuz Sultan Selim’in (1470-1520) 1516 yı-
lında Suriye’ye, 1517 yılında da Mısır’a girişi ile başlar ve 1802 yılında
Fransızların Mısır’dan çıkarılmasını müteakip Mehmet Ali Paşa’nın 1805
yılında Bâbıâlî tarafından Mısır Valisi olarak ta-nınması, devamında da Mı-
sır’da hâkimiyetini kurmasıyla birlikte sona erer. Arap Edebiyatında Osmanlı
Dönemi denilince daha çok Mısır, Lübnan ve Suriye bölgesi dahilinde
kaleme alınan Arap Edebiyatı anlaşılır. Bu çalışmada oryantalist ve Arap
entelektüelinin Osmanlı Dönemindeki Arap Edebiyatının başlangıç ve bitiş
tarihleri ile bu dönemin edebî hayatına bakış açıları değerlendirilecektir.
Anahtar Kelimeler: Osmanlı Dönemi, Arap Edebiyatı, Mısır.
A REMARKS ON ARABIC LITERATURE DURING
OTTOMAN RULE

HÜSN Ü AŞK’TA SEMBOLİK ANLATIM

İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ 9:1 (2004), SS.87–98.
HÜSN Ü AŞK’TA SEMBOLİK ANLATIM
-Symbolıc Narratıon In Hüsn Ü AşkArş.
Gör. Ahmet DOĞAN
Fırat Ü. Fen Edebiyat Fakültesi
Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü
Özet: Tasavvufî- sembolik bir eser olan Hüsn ü Aşk, Şeyh Gâlib’in şiir dilini kullanmadaki
üstün becerisi ve eserdeki anlam derinliğiyle edebiyat dünyamız içerisinde oldukça
kıymetli bir yer edinmiştir. Bu kıymetin oluşmasında ona tefekkürî bir boyut
kazandıran tasavvufun ve bu boyutu ifade imkânı sunan sembolik dilin büyük bir önemi
olduğu da muhakkaktır.
Mistik bir tecrübenin anlatıldığı Hüsn ü Aşk, yoğun sembol kullanımıyla üç boyutlu
bir resmi andırır. Üç boyutlu resmin derinliğinde yatan anlam gibi, Hüsn ü Aşk’ta da
simge değerlerin gerisine gizlenen bir dünya vardır. Eserin ifade ettiği gerçeklere
ulaşmak için sembollerin sonsuza uzanan atıf ve çağrışımlarını ortaya koymak gereklidir.

Anahtar kelimeler: Şeyh Gâlib, Hüsn ü Aşk, tasavvuf, sembol

Farsça Cümleler 3

Aşık olmadan önce --> Ghabl ashegi قبل عاشقی
Aşık olduktan sonra --> Baad ashegi بعد عاشقی

ARAPÇA ALFABETİK SÖZLÜKLERİN TANITIMI

ÖZET
Bu çalışmada Arapça alfabetik sözlüklerin tanıtımı ele alınmıştır. Bu bağlamda
Arapça sözlük çalışmaları tür ve şekilleri ayrıntılı olarak ortaya konmuştur.
Sözlük ve bu anlamı taşıyan müradif kelimeler izah edilerek yaygın dillerdeki
karşılıkları verilmiştir. Ayrıca sözlük çalışmalarının tarih boyunca geçirdiği evrelere
temas edilmiştir. Çalışmada ayrıca Araplarda sözlüklerin ortaya çıkış nedenleri
üzerinde durulmuştur.
Çalışma çerçevesinde belli başlı Arapça alfabetik sözlüklerin tesbit ve mahiyeti
hakkında genel bilgi de verilmeye çalışılmıştır.
Anahtar kelimeler: Sözlük, mu’cem, kâmus, lügat, sözlük bilim, müştak, hecâ
harfleri
ABSTRACT
Introduction to Arabic Alphabetical Dictionaries
This investigation first presents a brief introduction to Arabic alphabetical
dictionaries and then describes some kinds and forms of Arabic dictionary
studies in detail. It second explicates the word “dictionary” and its

16. YÜZYIL DİVAN ŞAİRLERİNDEN TATAVLALI MAHREMÎ VE ŞÜTÜR-NÂMESİ

ÖZET
Türk Edebiyatındaki hikâye geleneği, oldukça eski bir geçmişe sahiptir. Klâsik Türk
edebiyatında daha çok manzum/mesnevi nazım şekliyle yazılan hikâyeler, zaman zaman kimi
sanatçılar tarafından nazım-nesir bir şekilde de kaleme alınmıştır. Bu tür eserlerden biri de 16.
yüzyıl şairlerinden Tatavlalı Mahremî tarafından yazılan “Şütür-nâme” adlı eserdir. Bu
makalede adı geçen eserin yeni yazıya çevirisi ve incelemesi yapılmıştır.
Şütür-nâme, Baba Şütür adındaki bir devenin başından geçenlerin alegorik bir şekilde
anlatıldığı eserdir. Eserde Baba Şütür vasfında okuyucuya bir takım mesajlar verilmiştir.
Metindeki hikâyelerin arasına serpiştirilen Farsça şiirler, özellikle deve ile ilgili benzetme ve
deyimler dikkat çekici derecede yerli yerinde kullanılmıştır. Bu arada dil ve üslûp üzerine
yapılan değerlendirmede Şütür-nâme’nin sade nesrin güzel örneklerinden biri olduğunu da
belirtmek gerekir.
Anahtar Kelimeler: Tatavlalı Mahremi, Şütür-nâme, hikâye.

KLASİK TÜRK EDEBİYATINDA ÂSİYÂ

Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
Fırat University Journal of Social Science
Cilt: 17, Sayı: 1 Sayfa: 97-113, ELAZIĞ-2007
Asiya in Classical Turkish Literature
Fırat Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. Elazığ.
SBIRICI@firat.edu.tr.
ÖZET
Bu çalışmada Klasik Türk Edebiyatında “Âs, Âsiyâ, Âsiyâb” kelimelerinin beyitlerde nasıl
kullanıldığı tespit edilip gösterilmeye çalışıldı. Değirmen anlamında olan kelime asli anlamında
kullanıldığı gibi benzetme ve sembol olarak da kullanılmıştır. Değirmen; dünya ve gönül
anlamında, değirmen taşı ise dönmek, inlemek, öğütmek, saçmak, ağırlık özellikleriyle
kullanılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Âs, Âsiyâ, Âsiyâb, Klasik Türk Edebiyatı
ABSTRACT
This study focused on identification and explanation of the Âs, Âsiyâ and Âsiyâb words in
the couplets of the Classıcal Turkısh Lıterature. The word of mill were used in different forms

KADINLAR, YÜKSEKÖĞRETİM VE İŞ GÜCÜ PİYASASI: İRAN ÖRNEĞİ1

WOMEN, HIGHER EDUCATION AND LABOUR MARKET : CASE OF IRAN
Öz
Günümüzde vasıflı ve uzman insan gücü ülkelerin ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmasının en önemli
unsuru olarak sayılmaktadır. Bu nedenle, işgücüne nitelik ve bilgi kazandıran eğitim olanaklarının bir ülkenin
vatandaşları arasındaki “eşit” dağılımı oldukça önemlidir. Eğitim olanaklarının cinsiyetler arasında dağılımı
da en az toplumsal sınıflar, bölgeler, eğitim tür ve düzeyleri arasındaki dağılımı kadar önemlidir. Kadınların
yükseköğretime olan erişimlerinin iyileştirilmesinin toplumsal kalkınma ve ekonomik büyümeye olumlu
etkileriyle beraber daha adil ve eşitlikçi toplumsal ilişkiler kurulmasının geçerli araçlarından biri olduğu
genellikle kabul edilmektedir. Kadınların karşılaştıkları bu ayrımcılık, kendi özgür seçimlerinden ziyade onların
yükseköğretimlerine ve iş bulma sürecinde karşılaştıkları kurumsal engellerden kaynaklanmaktadır. Bu

Diyanet İşleri Başkanı Kim?



2010 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı görevine getirilen Mehmet Görmez kimdir? Mehmet Görmez daha önce hangi görevlerde bulunmuştur? Mehmet Görmez kimin yerine Diyanet İşleri Başkanlığına atanmıştır?

Gaziantep'te 1959 yılında dünyaya gelen Mehmet Görmez, Gaziantep İmam Hatip Lisesi mezunlarındandır. 1987 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesini bitiren Görmez aynı sene içerisinde Temel İslam Bilimleri Bölümünde, Hadis Anabilim Dalı üstünde yüksek lisansa başlamıştır. Mehmet Görmez, 1988'de MEB 'den tahsis edilen bursla Mısır'a gitmiş ve Kahire Üniversitesi'nde araştırma ve incelemelere imza atmıştır.

1995 yılında Sünnet ve Hadisin Anlaşılması ve Yorumlamasında Metodoloji Sorunu adlı teziyle doktorasını tamamlayan Mehmet Görmez, 1997 yılına kadar Kazakistan'da Ahmet Yesevi Üniversitesi'nde İlhahiyat Fakültesinde hizmet vermiştir.

Diyanet Bayan Murakıplık Sınavı Sonuçları Sorgula



2017 Yılı Yılı Murakıplık (Bayan) Sınavı'na katılan adaylar sınav sonuçlarını kullanıcı hesapları vasıtasıyla https://dibbys.diyanet.gov.tr internet adresinden öğrenebileceklerdir.

Atama işlemlerine ilişkin hususlar daha sonra Başkanlığımız tarafından ilan edilecektir.

Diyanet Bayan Murakıplık Sınavı Sonuçları Tıkla Sorgula

SBS, cumartesi günü yapılacak


SBS, cumartesi günü yapılacak
Seviye Belirleme Sınavı (SBS), 8 Haziran Cumartesi günü saat 10.00'da başlayacak. Öğrencilere 100 sorunun yöneltileceği sınav, 120 dakika sürecek.

TARİH BOYUNCA TÜRKLER VE FARSÇA; MODERN YAKLAŞIMLARA BİR ELEŞTİRİ

6 Cilt 3 Sayı 1 (Ocak 2013)
Adnan Karaismailoğlu
Özet
Tarihte Türk toplulukları arasında Farsçanın yeri ve kullanımıyla ilgili olarak
Türkiye’de yapılan değerlendirmelerde konu farklı bir noktaya taşınmakta, yaygın
olarak Türkçeye Türk devletlerinde önem verilmediği, Türkçenin ihmal edilip
Farsçaya özen gösterildiği ispata çalışılmaktadır.
Anadolu’ya ulaşmadan önce 4 asra yakın bir zaman diliminde Türkler ile Farsların
inançlarında ve dillerindeki değişme ve gelişme süreci, büyük ölçüde
Mâverâünnehir/Batı Türkistan bölgesinde bir arada geçirilmiştir. Bu zaman
zarfında ve bunu takip eden birkaç asırda Arapça hemen her alanda daima özel bir
konuma sahip olmuştur.
Geçmişte saltanat merkezlerinde ihtiyaçlar çerçevesinde birçok dilde görüşmeler
yapıldığı ve yazılar kaleme alındığı bir gerçektir. O dönemlerde resmî dil kavramı
ve tanımı bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle de özellikle bir dilin siyasi

IBN MADA'NIN ARAP DILINDEKI AMIL NAZARIYESINE YONELiK ELESTiRiLERi

• A • • • A • • •
IBN MADA'NIN ARAP DILINDEKI AMIL NAZARIYESINE
YONELiK ELESTiRiLERi
Ali Bulut·
Ozet: Bu makalenin amac1, Endiiliislii bir dilci olan ibn Mada'mn nahiv ilminin temel ta~larmdan birini te~kil eden amil nazariyesine yonelik ele~tirilerinin incel~nip degerlendirilmesidir. <;ah~ma iii; boliimden olu~maktadrr. Birinci bohiinde miiellifin biyografisi verilmi~, ikinci boliimde de amil nazariyesi k1saca ai;1klanm1~tir. Makalenin ana klsmm1 olu~turan ii9tincu bohimde
ise ibn Mada'nm bu nazariyeye yonelik ele~tirileri, 9agda~ dilcilerin gorii~leri
1~1g1 altmda incelenerek degerlendirilmi~tir.
Anahtar Kelimeler: ibn Mada, Endiiliis, amil nazariyesi, nahiv.
The Critiques of ibn Mada towards the Theory of'Amil in the
Arabic Language
Summary: The purpose of this article is to evaluate the critiques of ibn Mada
who was a linguistician from Spain in relation to the theory of 'amil which is
one of the basic topics of Arabic Grammar. The article consists of three

TÜRK EDEBİYATINDA SEFÂRETNÂMELER VE AHMED RESMÎ’NİN NEMÇE SEFÂRETNÂMESİ

Ϧ
Kezban Paksoy “Türk edebiyatında Sefâretnâmeler
ve Ahmed Resmî’nin Nemçe Sefâretnâmesi”
HİKMET-Akademik Edebiyat Dergisi [Journal of Academic Literature],
Prof. Dr. Abdulkerim AbdulkadiroĞlu Özel Sayısı, Yıl 2, Sayı 3, 2016 ss. 197-204
Yükleme Tarihi:26.12.2015 Kabul Tarihi: 18.01.2015
Kezban PAKSOY*

TÜRK EDEBİYATINDA SEFÂRETNÂMELER
VE AHMED RESMÎ’NİN NEMÇE SEFÂRETNÂMESİ

Özet: Sefâretnâmeler Osmanlı Devleti’nde yabancı ülkelere elçilik
göreviyle gönderilen kişilerin gittikleri yerlerde gördüklerini,
yolculuklarını ve bu süreç boyunca edindikleri izlenimleri anlattıkları
eserlerdir ve örnekleri on yedinci yüzyıldan itibaren görülmektedir.
Bizim burada üzerinde duracağımız Ahmed Resmî Efendi’nin Nemçe
Sefâretnâmesi bu minvalde yazılmış metinlerdendir. Bu metinlerin
neşredilmesi sadece siyâsî tarihimize ışık tutmayacak, bunun yanında
Osmanlı nesir dili husûsunda yapılacak çalışmalara da katkı
sağlayacaktır.

Yunanca Düşünce, Arapça Kültür: Bağdat’ta Yunanca-Arapça Çeviri Hareketi ve Erken Abbasi Toplumu

Sadece İslâm düşüncesinin olu-
şumundaki rolü açısından de-
ğil, evrensel anlamda düşünce tarihi
için taşıdığı değer bakımından
da büyük bir önemi hâiz olan
2-4/8-10. yüzyıllar arasındaki
tercüme hareketi hakkında ilmî
düzeyde yapılan çalışmaların tarihi,
bir buçuk asır öncesine kadar
gitse de, bu çalışmaların, çeviri
hareketini “kim, ne ve ne zaman”
soruları çerçevesinde incelemekten
öteye geçemediklerini söylemek
yanlış olmasa gerektir. 1841
ve 1842 tarihinde Gustav Flügel
ve Johann G. Wenrich tarafından
yayınlanan Latince makalelerle
başlayan ve günümüzde Gerhard
Endress, Josef van Ess ve David
Pingree’nin çalışmalarıyla devam
eden çeviri hareketine dair bu literatürün,
çeviri hareketinin arkasında
yatan sebepleri ortaya koymak
yerine, hangi eserlerin Arap-
ça’ya çevrildiği, bu çevirilerin
kimler tarafından ve ne zaman
gerçekleştirildiği gibi bibliyografik
hususlar üzerinde durduğu
görülmektedir.
Greek Wisdom Literature in
Arabic Translation (1975) ve