Emsile.Com

Fatih Camii, Emsile.com, Sarf, Nahiv, Fıkıh, Hukuk, Mantık ilimleri

متاعب انتقالات - تركي عبدالله السديري

تركي عبدالله السديري

متاعب انتقالات

مرت بي ظروف لم تكن سهلة..

في الأسبوع الماضي غادرت دولة سلطنة عمان بعد وصولي إليها ليلاً ومغادرتي في الليلة الثانية أو الوحيدة في يومي الوحيد داخل دولة الخليج التي كان الزملاء فيها من ابنائها في ذروة جزالة التقدير والتعامل أخوة واحتراماً، وقد أخذت راحة يوماً في الرياض ثم في اليوم الثاني مع نهاية الأسبوع الماضي انطلقت إلى القاهرة احتراماً لدعوتهم للكتّاب من المملكة لحضور البداية على الأقل.. ثم أتت بي ظهر أمس ضرورة العودة السريعة إلى الرياض..

هناك في القاهرة رغم جزالة ما امتلأت به الصحف المصرية من تأكيدات أمن وواقع تضامن مشاهد في كل مكان إلا أن ما هو غريب وفي ظل وضوح جزالة الأمن حقيقة وجود محاولات متنوعة وقاسية كي تصل قدرات الإجرام إن لم يحدث في العاصمة فإنهم يحاولون قرب أطراف الحدود..

لماذا يحدث كل ذلك؟..

ما هي الغايات من هذه الاندفاعات نحو تعدد أساليب القتل وإشاعة احتراف القتل.. طرف مسلم ضد مسلم آخر.. ما هو المبرر لذلك.. لا شيء إطلاقاً لأسبوع أغرب المعلومات التي انتشرت في العالم العربي بواقع مؤلم ومخجل..

KLASİK ARAPÇA SÖZLÜKLERDE “İLİM”

KLASİK ARAPÇA SÖZLÜKLERDE
“İLİM”
Ziyad ALRAWASHDEH
Özet
Bu makalede, Kur’an-ı Kerim başta olmak üzere, Arap dilinin klasik
sözlüklerinde ve cahiliye şiirinde “ilim” kelimesinin kullanılışı, tüm
türevleriyle ele alınarak incelenmiş ve tarih içerisinde kavramın kazandığı
yeni anlamlar göz önüne alınarak semantik yöntemle analizi yapılmağa
çalışılmıştır. Ayrıca söz konusu “ilim”kavramının, Kur’ân-ı Kerim’in bir
çeşit açıklaması sayılan hadislerdeki farklı yansımaları incelenmiş ve
Kur’ân-ı Kerim’in bakış açısı ile bu kavramın kazandığı yeni anlamların
“semantik” delaletleri ve Cahiliye dönemine mahsus Arap dilinde
kullanılmakta olan kelimelerle arasındaki anlam farklılıkları ele
alınmıştır.
Anahtar Kelimeler: İlm, tâlîm, muallim.
Abstract
In this article, the concept of "knowledge", the handling of it, firstly in
the Holy Quran, in the classical dictionaries of Arab language and
Ignorance poem in its all the derivatives has been studied, and also it has

KESBÎ VE SÂHİB’İN ŞEYHÜLİSLÂM FEYZULLAH EFENDİ’YE METHİYELERİ

Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Sosyal Bilimler Dergisi Journal of Social Sciences
Sayı/Number 56, Haziran/December 2016, 53-72
Gönderim Tarihi: 15.02.2016 Kabul Tarihi: 25.04.2016
KESBÎ VE SÂHİB’İN ŞEYHÜLİSLÂM FEYZULLAH EFENDİ’YE METHİYELERİ
The Persıan Praıse Poems of Kasbî and Sâhıb to Sheıkh Ul-Islafaızollah Afandı
Veyis DEĞİRMENÇAY

Öz
XVII. yüzyıl şair ve âlimlerinden
olan Kesbî ve Sâhib Efendiler devrin
önemli şahsiyetlerinden Erzurumlu
Şeyhülislâm Seyyid Feyzullah Efendi’ye
methiye bir Türkçe ve iki Farsça olmak
üzere üçer şiir kaleme almışlardır. Şiirler
Süleymaniye Kütüphanesi Esad Efendi
Bölümü’nde kayıtlı bir yazmada
bulunmaktadır. Bu çalışmada yazma
halinde olan söz konusu şiirlerin Türkçe
olanları transkiribe edilmiş, Farsça olanları
ise tenkitli metni yapılarak Türkçeye
çevrilmiş; şiirlerin içerikleri kısaca
anlatılmıştır. Ayrıca Feyzullah Efendi, Kesbî
Efendi ve Sâhib Efendi’nin hayatları
hakkında kısaca bilgi verilmiştir.

KERBELA OLAYI’NI KONU ALAN MÜSTAKİL ESERLER ÜZERİNE BİR İNCELEME

TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELÎ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2016 / 78 219
KERBELA OLAYI’NI KONU ALAN MÜSTAKİL ESERLER ÜZERİNE
BİR İNCELEME
Hulisi GÜRBÜZ*
Öz
Kerbela Olayı, siyasi olarak ortaya çıkmasının yanında her muharrem hatırlanması gereken
elzem bir hadise olarak kabul görmüştür. İslam coğrafyasının farklı bölgelerinde değişik zihniyetlerce
de bu olayın her an hatırlanmasıyla bazı özel uygulamalar ortaya çıkmıştır. Bu uygulamaların
varoluşu insan duygusunun temeli olan sanat mefhumu etrafındaki edebi eserleri
de şekillendirmiştir. Bu sebeple Kerbela Olayı, kimi zaman edebi metinlerde telmihte
bulunulan kimi zaman da müstakil olarak ele alınan bir hadise haline gelmiştir. Bu çalışma
ile Kerbela Olayı ve bu olay etrafında oluşturulmuş edebi eserler ortaya konmuştur. Alevi
Bektaşi geleneği içerisinde oluşturulan ve edebi değer taşıyan her eserde Kerbela Olayı’nın
ele alındığı görülmektedir. Bu durum eserlerde bazen telmihlerle bazen de doğrudan doğ-

KLASIK FARS ŞIIRINDE HZ. NUH

YASEMİN YAYLALI / Şarkiyat Mecmuası Sayı 25 (2014-2) 233-261 233

Öz: Hz. Nuh, Fars edebiyatında özellikle Klasik şiirde sıkça kullanılan
mazmunlardan biri olmuştur. Hz. Nuh, İdris’ten sonra kırk ya da elli yaşında
peygamber olmuştur. Kuran’da bildirildiği üzere dokuz yüz elli yıl ya-
şamıştır. Hz. Nuh kendi zamanında kavmine azap gönderilen ilk peygamberdir.
O, asırlarca kavmini doğru yola çağırmış; ancak onlar Hz. Nuh’un
çağrısına kulak asmamışlardır. Bunlar arasında eşi Vâhile ve oğlu Kenan
da vardır. Hz. Nuh, Allah’ın emriyle bir gemi yapmış; içine her canlıdan bir
çifti ve kendisine inananları yerleştirmiştir. Tufan başladığında inanmayanlar
helak olmuştur. Klasik Fars şiirinde şairler tarafından gerek Hz. Nuh’un
gemisine, dokuz yüz elli yıl süren ömrüne, ona inanmayan karısı Vâhile
ile oğlu Kenan’a ve Nuh Tufanına telmihler yapılarak; gerekse Kur’an’da
Hz. Nuh kıssasının anlatıldığı ayetlerden iktibasta bulunularak sıkça yer

60 yaşından sonra Kur'an okumayı öğrendiler



Adıyaman'da 60 yaş ve üzerindeki ev kadınları, düzenlenen kursta Kur'an-ı Kerim okumayı öğrenmenin sevincini yaşıyor.

Yaşıtları gibi evlerinde oturup örgü örmek ya da torunlarını sevmek yerine Kur'an öğrenmek için yollara düşen kadınlar, İl Müftülüğü bünyesinde açılan kursta Kur'an-ı Kerim okumayı öğrendi.

Siteler Mahallesi'nde bulunan kız Kur'an kursunda bir araya gelen kadınlar, öğretici eşliğinde Kur'an-ı Kerim okuyor.

Kursiyerlerden 65 yaşındaki Hatice Demir, AA muhabirine, yaklaşık 3 yıldır kursa devam ettiğini söyledi.

Geç de olsa Kur'an-ı Kerim okumayı öğrenmek için azmettiğini dile getiren Demir, "En sonunda, şükürler olsun Kur'an öğrendim. Buradaki arkadaşlarımızla güzel vakit geçiriyoruz. Kur'an okuyunca dünya benim oluyor. Akşam daha rahat uyuyorum." dedi.

60 yaşındaki Elifhan Bozan ise Kur'an-ı Kerim'i okumayı kursta öğrendiğini belirtti.

YENİ FARÎSÎDË TÜRK UNSURLARI *

YENİ FARÎSÎDË TÜRK UNSURLARI *
M. Fuad Köprülü
Sâsânî devletinin sükutundan sonra, islâm medeniyeti dairesine giren
İran'da teşekkül eden ve bâzı âlimlerce „yen i farisî " diye adlanan
edebî dil üzerinde türk dilinin ne gibi te'sirleri oldu? Şimdiye kadar,
avrupa âlimleri arasında, türk dili üzerinde farsçanm te'sirlerini araştı­
ranlar vardır ( msl. Bittner ve başkaları). Fakat bu meselenin öbür yü­
zünü, yani türkçenin farsçaya tesiri meselesini, şimdiye kadar ortaya
koyan hiç olmadı. Şâsânîler devrinde ve hattâ onlardan evvel türk- .
lerin iranlılar ile sıkı münasebetleri olduğu malûmdur; bu münasebetler,
Şâsânîler'in sukutundan sonra, büsbütün arttı, kuvvetlendi. XVI. asra
kadar İran sahasına yeni yeni birçok türk unsurlarının gelmesi, bu suretle
tür k ve fars unsurlarının İran ve Efgan sahalarında yan yana ve
aynı siyasî hâkimiyet altında müşterek bir hayat geçirmeleri, her iki
unsurun da aynı kültür çerçevesi içinde yaşamaları ve daha bu gibi bir

TÜRKMEN TÜRKÇESİNDEKİ ARAPÇA ALINTI KELİMELERDE GÖRÜLEN ÜNLÜ UZAMA VE KISALMALARI

TÜRKMEN TÜRKÇESİNDEKİ ARAPÇA ALINTI
KELİMELERDE GÖRÜLEN ÜNLÜ UZAMA VE KISALMALARI
Yakup SARIKAYA1*
Özet
Türkmen Türkçesi Güneybatı (Oğuz) grubu Türk lehçelerinin tek başına doğu
kolunu temsil etmektedir. Bu lehçenin kelime hazinesinde Arap, Fars, Rus ve Moğol
kaynaklı kelimeler bulunmaktadır. Türkmen Türkçesi tarihî süreç içinde Arapça ve
Farsçadan aldığı kelimeleri kendi ses özelliklerine uygun hâle getirmiştir. Bu yüzden
alıntı kelimelerde aslına göre bazı ses değişmeleri, ses düşmeleri ve ses olayları
meydana gelmiştir. Biz bu makalemizde Türkmen Türkçesindeki Arapça alıntı kelimelerde
görülen ünlü uzama ve kısalmalarını inceledik. Bu lehçedeki Arapça kökenli
sözcüklerin çoğundaki ünlü uzama ve kısalmasının, kelimelerin yazı dili vasıtasıyla
dile geçişi sırasında yapılan bir tercihten kaynaklandığı sanılmaktadır. Yani ünlü uzama
ve kısalmaları çoğu zaman imladan kaynaklanmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Türkmen Türkçesi, alıntı kelime, Arapça kökenli sözcük, ünlü

Yutdışı Uzun Süreli Din Görevlisi Olmak İçin Nereye Başvuru Yapılır?




Sınava katılmak isteyen adaylar başvurularını belirlenen başvuru tarihine kadar yapacaklardır,

a) Merkez kuruluşundaki görevliler bağlı bulundukları birimlere,

b) İl ve İlçe Müftülüklerindeki görevliler bağlı bulundukları İl Müftülüklerine,

c) Dini Yüksek İhtisas/ Eğitim Merkezlerindeki görevli ve kursiyerler bağlı bulundukları Dini Yüksek İhtisas/ Eğitim Merkezi Müdürlüklerine,

d) Yurtdışında kısa süreli görevli olanlar bir yakını aracılığı ile bağlı bulundukları İl Müftülüklerine/ Dini Yüksek İhtisas/ Eğitim Merkezi Müdürlüklerine başvuracaklardır,

e) Başvurular ilgili birimlerin DİBBYS (İKYS) sorumluları tarafından Başkanlığımız DİBBYS programı üzerinden alınacaktır.

f) Bu duyuruda belirlenen esaslara uygun olmayan başvurular kabul edilmeyecektir,

Umre Vizesi Kaç Günde çıkar?



Umre, Müslümanların hac mevsimi dışında kabe’yi ziyaret etmesidir. belirli bir tarih ve belirli bir sayı gerekmemektedir. Kâbe ziyaret edilir. Müslümanlar için kutsal bir görev yerine getirilmiş olur.

Umre ziyaretinde bulunacak kişilerin öncelikli olarak umre vizesi almaları gerekmektedir. Diyanet işleri ve ya diyanet işlerince yetkilendirilen firmalarla umre vizesi işlemleri gerçekleştirilmektedir.

35 yaş altındaki bayanların tek olarak Suudi Arabistan girişleri kabul edilmeği için bu durumdaki bayanların 1.derece yakınları ile ancak vize almaları mümkündür.1.derece yakınlar(eş, oğul, baba, amca ve kayınpeder)

SİYÂVEŞ-İ KESRÂYÎ VE ÂREŞ-İ KEMÂNGÎR (OKÇU ÂREŞ) ADLI ŞİİRİ

44 Curr Res Soc Sci (2015), 1(3)
Curr Res Soc Sci (2015), 1(3) • 44-51
*Kırıkkale Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Doğu Dilleri ve Edebiyatları Bölümü,
Kırıkkale, Türkiye
Öz
İran Edebiyat tarihinin en büyük hamasi manzumelerinden ve doğunun en tanınmış
epopelerinden biri, Firdevsî‟nin Şahnâme adlı eseridir. Çağdaş şairlerden Siyâveş-i Kesrâyî, bu
manzumeden esinlenerek İran-Turan sınırını belirlemek için ok atmakla simgeleştirdiği Âreş-i
Kemângîr‟i akıcı ve etkili dizeleriyle ölümsüzleştirmiş; Âreş‟i millî bir kahraman olarak
nitelemiştir. Bu çalışmada Kesrâyî‟nin hayatına, eserlerine ve edebî üslûbuna kısaca değinilmiş;
Âreş-i Kemângîr adlı manzumesi hakkında bilgi verilmiş ve bu manzumenin çevirisi
sunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Siyâveş-i Kesrâyî, Âreş, Âreş-i Kemângîr, Nîmâ, Firdevsî, Şahnâme.
Siāvash Kasrāī and his poem called Ārashe Kamāngīr
Abstract
One of the biggest epic poems in the history of Persian literature and one of the well-known

BÜYÜK SELÇUKLU SULTANLARINA AİT FARSÇA ŞİİRLER*

Marmara Türkiyat Araştırmaları Dergisi • Cilt 1, Sayı 2, Sonbahar 2014, ISSN: 2148-6743, ss. 39-67
DOI:10.16985/MTAD.2015210886
39
* Bu çalışma Türk Tarih Kurumu tarafından 15-18 Eylül 2014 tarihleri arasında Ankara’da düzenlenen XVII.
Türk Tarih Kongresi’nde tebliğ olarak sunulmuştur. Çalışmada Selçuklu hanedanının İran coğrafyasında
hüküm süren Büyük Selçuklu ve Irak Selçuklu kolları incelenmiştir. Türkiye Selçuklu sultanlarına ait Farsça
şiirler ise müstakil bir makalede inceleneceği için, bu çalışmaya dâhil edilmemiştir.
** Prof. Dr., Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü (İstanbul), gazi_osman@hotmail.com
Özet
Aslen bozkır geleneklerinin temsilcileri olan Selçuklu sultanları, kısa süre içerisinde İran diline ve
edebiyatına âşinâ olmuşlardır. Tarihî kayıtlar Melikşâh, Melik Toganşâh, Sencer, Süleymânşâh ve III. Tuğrul
gibi Selçuklu sultan ve meliklerinin, tıpkı kendilerinden önceki Gazneli ve Karahanlı hükümdarları gibi,

DİN GÖN-SEN Nedir?



Tüm Din Görevlileri Sendikası, 2015 yılında kurulmuştur.

Sendikanın Amacı;

Çalışma hayatında ve diğer alanlarda da üyelerinin ve tüm çalışanların ekonomik, demokratik, kültürel, mesleki, hukuksal, özlük haklarını ve çıkarlarını korumayı ve geliştirmeyi,

Dil, din, ırk, mezhep ve siyasi düşünce farkı gözetmeksizin bütün insanların eşit biçimde sağlık ve sosyal hizmetlerinden yararlanmasını ve hür türlü ayrıcalıkların önlenmesini,

Evrensel insan hakları normlarına dayanan, uluslararası hukuk ve sözleşmelerden doğan bütün hak ve özgürlüklerin eksiksiz yaşama geçirilmesini,

Üyelerinin gelecekte de güven ve refah içerisinde yaşamalarını sağlayacak şekilde sosyal güvenlik sisteminden eksiksiz yararlanmalarını,

İşverence mağdur edilmeleri halinde üyelerine maddi, hukuki ve sosyal yardımlar yapmayı,

The Life, Works and Ideas of Mevlana (The Great Mystic Jalaladdin Rumi)

Jalaladdin Mohammed, who is called by names of especially Mevlana, Mevlevi, Hüdavendigar and Mollayı Rum and rarely Belhi, Rumi Konevi, was born Belh City, which is located todey in north of Afganistan. He spent his childhood years within great meterial and sipiritual wealth possessed by his father Bahauddin Veled in Belhi City who was a member of a family training learned scholars and then, his motherland become Konya City. His life family dervish convet in Konya and his ideas and his views reflected in his works carried him to our present in very lively and vigorous form. First of all, he was accepted as a pioneer of a cocept remining divene love, grace elegance, love and to tolerance and he aimed to present Islamic belief yo hearts with this view and thought.

Certain important dates related to the life of Mevlana and paths of Mevlana can the recorded as follows:
- Birth of Mevlana in Belh city, 6 September 1207

İbn-i Kemâl’in et-Ta’rîb Risâlesinde Kur’ân’da Mu‘arreb Konusuna Bakışı

ÖZ
Kemal Paşazâde (873-940/1468-1534) “fî Tahkîki Ta’rîbi’l-Kelimeti’l-A’cemiyye” adlı risalesinde “ta’rîb” yani “yabancı kelimelerin Arapçalaştırılması” konusunu teorik ve pratik olarak inceler. Müellif verdiği çok sayıda örnekle neredeyse alanında küçük bir sözlük telif etmiştir. Arap
dünyasında iki kez tahkîk edilen ve karşılaştırmalı çalışmaları yapılan risalede incelenen kelimele
rin yaklaşık beşte biri, özel isimlerin büyük çoğunluğunu oluşturduğu Kur’ân-ı Kerîm kelimele
rinden seçilmiştir. Eser, bu yönleriyle Kur’ân’da Arapça dışı kelimelerin varlığı üzerine yapılan
tartışmalara önemli katkılar sağlamaktadır.
Anahtar Kelimeler: Kemal Paşazade, Ta’rîb, Arapça, Dil, Kur’ân.
ABSTRACT
Ibn-i Kemal’s View on the Subject of Arabization in Quran in his Treatises et-Ta’rib
Ahmad b. Suleyman ibn Kamal Pasha, known also as Kamal Pasha Zadeh (873-940 h/ 1468-
1533) aimed in his treatise named “Risala fî Tahkîk Ta’rîb al-Kalima al-A’camiyyâ (On