Emsile.Com

Fatih Camii, Emsile.com, Sarf, Nahiv, Fıkıh, Hukuk, Mantık ilimleri

İsteğe Bağlı Nakil Talebinde Bulunan Kur’an Kursu Öğreticilerinin Yerleştirme Sonuçları Öğren



İlgili tarihler arasında isteğe bağlı tercihte bulunan Kur'an kursu öğreticileri yerleştirme sonuçlarını internet adresinden öğrenebilirler.

İsteğe Bağlı Nakil Talebinde Bulunan Kur’an Kursu Öğreticilerinin Yerleştirme Sonuçları Öğren

TOYOKİCHİ İENAGA’NIN BATI ASYA SEYAHATNAMESİ - İSFAHAN’DAN TAHRAN’A -

Özet: Hindistan, Türkiye, İran gibi Ortadoğu ülkelerine seyahat eden, Japon gezgin Toyokichi İenaga, seyahatinden döndükten sonra, ‘Batı Asya Seyahatnamesi’ adlı bir kitap yayımlamıştır. Bu çalışmanın İsfahan’dan Tahran’a yolculuğu anlatan dördüncü bölümü ve Toyokichi İenaga İran üzerine genel izlenimleri ele alınmıştır.
Anahtar Kelimeler: İran, Japonya, Toyokichi İenaga, İngiltere

North Asia Travel Diary - From Isfahan to Tehran-
By Toyokichi Ienaga
Summary: Toyokichi Ienaga is a Japanese traveler, traveled through some countries in Middle East like India, Turkey, Iran and wrote a book named ‘North Asia Travel Diary’. In this study, we will focus on the general impressions of Ienaga on Iran and his travel from Isfahan to Tehran.
Keywords: Iran, Japan, Toyokicki Ienaga, England.
Toyokichi İenaga

Bekar bayan umreye gidebilir mi?



Soru: Bekâr bir bayan yanında kimse olmadan umreye gidebilir mi?

Cevap: Peygamber Efendimiz, yol güvenliği olmadığı için kadınların mahremsiz olarak, tek başlarına yolculuk yapmalarına müsaade etmemiştir. Ama yol ve can güvenliği sağlandığı taktirde ki -bu bugün sağlanmıştır- kadınlar yolculuk yapabilirler.

Fakat günümüz şartları düşünüldüğünde hacc veya umre yolculuğu için kadının yanında akrabalarından en az biri olmalıdır. Kadınlar mümkün mertebe bu şekilde umreye gitmeye çalışmalıdırlar. Fakat her şeye rağmen yanlarında gidecek bir mahremleri olmazsa kendilerine güvenilen bir kadınlar grubu ile de gidebilirler.

Muzari Fiil Edatları

Muzari Fiil Edatları
لِ : (Lâmı Tâlil) Muzari fiilin başına gelen ‘Li’ harfi; içinlik anlamı katar ve muzari fiili nasbeder.

Normal fiilleri fetha ile nasbeder, “Ef’âlul Hamse“leri ‘nun’ harfinin gitmesi ile nasbeder.

لِتَنْصُرَ <– تَنْصُرُ

لِتَنْصُرا <– تَنْصُرانِ

لِتَنْصُرُوا <– تَنْصُرُونَ

لِتَنْصُرِي <– تَنْصُرِينَ

لِتَنْصُرا <– تَنْصُرانِ

لِتَنْصُرْنَ <– تَنْصُرْنَ (değişmez)

خَرَجَ حامِدٌ مِنْ الفَصْلِ لِيَشْرَبَ الماءَ : Hamit su içmek için sınıftan çıktı.





أَنْ : Muzari fiilin başına gelen ‘En’ harfi; mek, mak anlamı katar ve muzari fiili nasbeder.

أنا أُرِيدُ أَنْ أجْلِسَ ھنا : Burada oturmak istiyorum.

Öncesindeki edatlar kullanılmayabilir;

أَعُوذُ بِاللهِ أَنْ أَكُونَ مِنْ الكَاذِبِينَ ‘min’ düşmüştür aslı şöyledir –>أَعُوذُ بِاللهِ مِنْ أَنْ أَكُونَ مِنْ الكَاذِبِينَ

Eğer emir fiilinin önüne gelirse ‘Tefsir En’i olur, “diye” şeklinde tercüme edilir.

نَادَيْتُ أَنْ اِجْلِسْ : “Otur” diye bağırdım.

hz. İdris (a.s.)

Kur’an’da sadece iki yerde doğrudan zikredilmektedir. Bunların birinde, “Kitapta İdrîs’i de an; çünkü o çok sadık bir peygamberdi. Biz onu yüce bir makama yükselttik” (Meryem 19/56-57), diğerinde, “İsmâil’i, İdrîs’i, Zülkifl’i de hatırla. Bunların hepsi sabredenlerdendi. Onları rahmetimize kabul ettik. Onlar hakikaten iyi kimselerdendi” (el-Enbiyâ 21/85-86) denilmektedir.

İran ve Suudi Arabistan’ın Bitmeyen Bölgesel Rekabeti

İnceleme
Şubat 2011 - Cilt: 3 - Sayı: 26 OrtadoguAnaliz 53
İran-Suudi Arabistan rekabetinin en fazla hissedildiği yerlerden biri Lübnan. Resimde, Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’ı
Lübnan ziyaretinde karşılayan Hizbullah taraftarları görülüyor.
İran ve Suudi Arabistan’ın Bitmeyen
Bölgesel Rekabeti
Lasting Regional Competition Between Iran and Saudi Arabia
Cem YILMAZ
Gazi Üniversitesi U.İ.B. Doktora Öğrencisi
cem.yilmaz@gazi.edu.tr
Abstract
The differentiation of religious philosophy and practice between Saudi Arabia and Iran, and the reflection
of this differentiation into the foreign policy spheres create a high level competition, or even confrontation,
among the two oil giants. The Islamic Revolution of Iran in 1979 further deepened this competition. The conflicting perceptions of the two make one of them an ally of US, while on the other hand, the latter an enemy of

XXI. YÜZYILDA TÜRKİYE KİŞİ ADLARINA BİR BAKIŞ

ÖZET
Kişi adları her milletin dünya görüşü, gelenek-görenek, dinî inanç ve yakın
komşularına göre değişkenlik göstermektedir. Türkler, en eski Türk kavmi Hunlardan
itibaren Kök Türkler, Uygurlar, Kırgızlar, Karahanlılar, Selçuklular ve Osmanlılar
dönemlerinde farklı farklı kişi adları almışlardır. Bu çalışmada, Türk kişi adları
üzerine kısa bir değerlendirme yapılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Kişi Adları, Türkiye, Türk Kişi Adları
AN APPROACH FOR PERSON NAMES OF TURKEY
IN 21st CENTURY
ABSTRACT
Person names range by nations, customs and traditions, beliefs, religions and
neighbours. Turks since Kök Türks, at the periods of Uighurs, Kyrgyzi, Karakhanids,
Seljuq Turks and Ottomans have used different person names. In this research,
Turkish person names have been examined briefly.
Keywords: Person names, Turkey, Turkish Person Names
İDİL, 2012, Cilt 1, Sayı 5 / Volume 1, Number 5
www.idildergisi.com 2

İhraç Edilen Din Personelleri Erken Emekli Olabilir Mi?




Diyanet İşleri Başkanığı bünyesinde görev alan din personelleri görevden ihraç edilmesi halinde erken emekli olabilir mi?


Terör örgütü ile bağlantısı sebebiyle görevden ihraç edilen memurların adli ve idari soruşturmaları devam ediyor.

İhraç edilen memurlar fiili hizmet zammından faydalanamayacakları için erken emeklilik yolu da kapanmış oluyor.

Resmi gazetede yapılan açıklamalara göre;

-İhraç edilen memurlar fiili hizmet zammından(yıpranma payı) faydalanamayacak.
-herhangi bir kamu kuruluşunda memur olarak çalışamayacak
-özel güvenlik şirketlerinde kurucu,ortak yada çalışan olamayacaktır.

İnşâ ve Tarihî Gelişimi

Festschrift
To Commemorate the 80th Anniversary of
Prof. Dr. Talat Tekin’s Birth
The International Association of Central Asian Studies
Korea University of International Studies
ISSN 1226-4490
Editor in Chief
Choi Han-Woo
International
Journal of
Central
Asian Studies
Volume 13 2009
Intern ational Journ al o f Central Asian Studies Volume 13 2009
IJ C AS 1 3 2 0 0 9 , p p . 31 7 -3 41
İnşâ ve Tarihî Gelişimi
Hasan Gültekin
Adnan Menderes Üniversitesi, Aydın
Özet: Bu çalışma inşânın tarihî gelişimini ortaya koymaktadır. Tarihî
gelişim süreci inşânın ortaya çıkışından itibaren ele alınmıştır. Yazma
eserlerden ve konuyla ilgili diğer kaynaklardan yararlanılarak inşâ kuramı tespit
edilmiş, mektup türlerine ait bilgiler verilmiştir.
Anahtar sözcükler: inşâ, inşâ kuramı, münşeât, elyazma eser, telhîsât
Abstract: This study aims to put forward the historical progress of the inšâ
literature. The process of the historical progress of the inšâ literature was taken

günden güne, gittikçe من يوم إلى يوم

كُنْتُ فِي اِنْتِظَارِكَ بَعْدَ فِرَاقِكَ عَنِّي وَمَرَّتْ سَنَوَاتٍ مُؤْلِمَةٍ وَلَكِنْ مِنْ يَوْمٍ إِلَى يَوْمٍ لَنْ تَبْقَى لِي آمِلاً

Sen benden ayrıldıktan sonra acılık günler geçti. Ne var ki günden güne bende ümit kalmadı!

أَلَمْ أَقُلْ لَكَ فِي بِدَايَةِ تَعَرُّفِنَا: فِرَاقُكَ عَنِّي كَغِيَابِ الشَّمْسِ مِنْ حَيَاتِي، مَعَ فِرَاقِكَ اِشْتَدَّ حَنِينِي إِلَيْكَ مِنْ يَوْمٍ إِلَى يَوْمٍ، لاَ أَتَحَمَّلُ إِلَى عَدَمِ وُجُودِكِ


Sana ilk tanıştığımızda dememiş miydim: “Senin benden ayrılman, hayat güneşimin kaybolması gibidir”. Ayrılığın günden güne sana olan özlemimi şiddetlendirdi.

كان وأخواتها

كان وأخواتها

هي أفعال ناقصة تدخل على الجملة الاسمية فترفع المبتدأ ويسمى اسمها وتنصب الخبر ويسمى خبرها.
أنواع كان: تأتي:
تامة، أي لا تحتاج إلى خبر، وتعني حدث: كان مطرٌ، كان قتالٌ، ومجيئها تامة ينطبق على أخواتها (ماعدا ما فتئ وليس وما زال)، أصبح القومُ (دخلوا قي الصباح)، بات عليٌّ في المسجد (قضى ليلته في المسجد).
زائدة: ما كان أكرمَ زيداً (ما للتعجب، في محل رفع مبتدأ، كان: زائدة، أكرم فعل ماض جامد، زيدا: مفعول به)، لم يوجد –كان- مثله.
ناقصة: كان عليٌّ كريما.
أخوات كان: اثنا عشر فعلا:
أمسى علي زاهداً. أصبح بكرٌ عالماً.
أضحى الحيُّ خالياً. بات الناسُ مسرورين.
ظلّ وجهه مسوداً. صار خالدٌ ثريّاً.
(لَيْسَ عَلَى الأَعْمَى حَرَجٌ) ما زال بكرٌ مناضلاً.
ما انفك خالدٌ مجاهداً. ما فتئ المسلمون مجاهدين.
ما برحت الشرطةُ تبحث عن الجاني.
(وَأَوْصَانِي بِالصَّلاةِ وَالزَّكَاةِ مَا دُمْتُ حَيًّا).
ولصار أخواتٌ تفيد معناها وتعمل عملها: آض، رجع، استحال، عاد، ارتدّ، غدا، راح، انقلب.

ZERDÜŞT VE ÖĞRETİSİ

1. Zerdüşt

Zerdüşt’ün (Grekçe: “Zoroaster”) reformunu belli bir zaman içine yerleştirmek zordur. Doğu İran’da bir bölgede yaşamış olan Zerdüşt, esasında bir reformcudur. Zerdüşt’ün esas mesajı, daha önceki dinsel tecrübeye birçok şekilde muhaliftir: Zerdüşt, kanlı kurban­ları ve panteonun total bir değişimini öneren “haoma” uygulamasını red­dederek “monoteist” ve “düalist” olmuş, yeni dinin evrimi daha sonra karakter değiştirmek suretiyle genel olarak Zerdüştlük/Zoroastrizm adını almıştır. [1]

Fars Şiiri mi? Farsça Şiir mi? Klâsik Türk Şiir Geleneğinin Oluşumu ve Sınırları Hakkında Düşünceler

Fars Şiiri mi? Farsça Şiir mi? Klâsik Türk Şiir
Geleneğinin Oluşumu ve Sınırları Hakkında Düşünceler
Yard. Doç. Dr. Ahmet ARI
Özet: Türk edebiyatının en uzun dönemini oluşturan klâsik Türk edebiyatının
sınırları, içeriği, tanımlanması ve isimlendirilmesi hakkında problemler
vardır. Bu problemlerin temel olarak, yazı dilini esas alan sınıflandırmadan
kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
İslâmiyet dairesine giren milletlerin el birliği ile hemen her alanda gerçekleştirdikleri
büyük gelişmelere paralel olarak, Islâmiyetten sonra 10. asırdan
itibaren Horasan ve Mâverâünnehir merkezli ortak bir edebiyat oluş­
muştur, islâm kültür ve medeniyetinin başlangıcında oluşturulan ve klâsik
Türk edebiyatının da kökenini teşkil ettiğini düşündüğümüz bu ortak edebiyatın
dili, tarihî zaruretler gereği Farsça olmuştur. Bu edebiyat/şiir geleneğinin,
daha sonra Anadolu'da yeni bir yazı dili (Batı Türkçesi) ile devam
ettirildiğini ve 20. yüzyıla Türkler tarafından taşındığını söylemek mümkündür.

FARS EDEBİYATI TARİHİNDE ÇOCUK EDEBİYATININ YERİ

Fars Çocuk Edebiyatı

Edebî geçmişinin çok eskilere dayanması, çok zengin bir kültürel ve edebî mirasa sahip olmasına rağmen modern İran edebiyatında çocuklara özel bir edebiyatın geçmişi o kadar eskilere gitmez. Ancak efsaneler, destanlar, öyküler ve dilden dile dolaşan halk hikayeleri esas alınarak böyle bir tasnife gidilecek olursa, İranlı çocukların ve genç yaş gruplarının kendilerine hitap eden, kolaylıkla anlayabilecekleri edebî eserler çok eski dönemlerden beri kaleme alına gelmiştir. İran’ın edebî geçmişinde çocukların kendilerine özgü, bağımsız yazılı bir edebiyatları olmamıştır. Ancak bu topraklarda yaşayan çocuklar kendileri için özel olarak kaleme alınmış olmasa bile, bir edebiyat mirasından tamamıyla yoksun değillerdir. Fars edebiyatının zengin arşivinde çocukları ilgilendiren hikayeler, öyküler, destanlar her zaman var olagelmiştir.[1]

SÎMORĞ

“Morğ-i morğân: kuşların şahı”, morğ-i fermanrevâ: egemen kuş”, “morğ-i çâreger: çare bulan kuş”, “morğ-i dermânger: tedavi eden kuş”, “sîreng: otuz renk” adlarıyla da bilinen Sîmorğ, bir bakıma “insanın idealleri ve arzularının fizikî yapıya bürünmüş şekli” olarak da kabul edilebilir. Eski İran’da göklere yükselme miti, arzusuna ulaşma, güçlü olma, doğaya egemen olma aracı; İslâm sonrası dönem Fars kültürü ve tasavvuf edebiyatında; “olgun ve ermiş yaratık” şekline dönüşmüş olan Sîmorğ, Ferîduddîn-i Attâr’ın (ö. 618/1221) Mantıku’t-tayr’ında “vahdet-i vucûd”u simgeleyen bir yaratıktır. Fars kültürü ve edebiyatındaki en ilginç, en görkemli ve en değerli semboller ve mitolojik değerlerden biri olan Sîmorğ, önemini uzun asırlar kaybetmemiş, hem eski İran halklarının inanışları ve dinî törenlerindeki yerini korumuş, hem de edebiyatta seçkin ve değerli simgeler arasında geniş kullanım alanı bulmuştur.