Emsile.Com

Fatih Camii, Emsile.com, Sarf, Nahiv, Fıkıh, Hukuk, Mantık ilimleri

Film Adı: فروشنده - Satıcı Film önerisi

Film Adı: فروشنده - Satıcı
Yönetmen:اصغر فرهادی - Asghar Farhadi
Yıl: 2016
IMDb: 8,1/10
خلاصه داستان
رعنا و عماد زن و شوهری جوان هستند که در حال اجرای تئاتری بر اساس نمایشنامه مرگ فروشنده نوشته آرتور میلر می‌باشند. آنها به علت نشست زمین مجبور می‌شوند به اجبار خانه خود را ترک کنند و به اصرار یکی از دوستانشان بنام بابک به خانه‌ای اسباب‌کشی می‌کنند که پیش‌تر زنی بدنام بنام «آهو» در آن ساکن بوده است. ابتدا همه چیز خوب پیش می‌رود ولی وقایع بعدی به بحرانی غیرقابل کنترل ختم می‌شود…
Filmin Özeti
Arthur Miler'in yazmış olduğu ''Satıcının Ölümü'' adlı esere dayalı olarak tiyatro oyunu icra eden Emad ve Rena adında genç bir çiftin hikayesi filme konu olmuştur. Genç çift oturdukları binada meydana gelen yer çökmesi sebebiyle binayı terk etmek zorunda kalır ve Babak adındaki bir arkadaşlarının ısrarı üzerine 'Ahu' isminde daha önce adı kötüye çıkmış bir kadının evine taşınırlar. İlk başta her şey iyi gidiyorken daha sonraki olaylar kontrol edilemez bir kriz ile son bulur...

DİYADİN’DE BİR DİVAN ŞAİRİ: NECMÎ*

Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/13 Fall 2013, p. 139-144, ANKARA-TURKEY
ÖZET
Divan edebiyatına ilişkin algı doğal olarak İstanbul merkezli ve
tezkire referanslı okumalarla biçimlenmiştir. Oysa tezkirelerde ve diğer
biyografi kitaplarında adı geçmediği hâlde eserleri günümüze ulaşan
çok sayıda şair vardır. Bu şairlerden biri de Necmî‟dir. Aslen Ercişli olan
Necmî, Erzurum‟da maliyede memuriyete başlamış, bir süre
günümüzde Ağrı‟ya bağlı Diyadin‟de mal müdürü olarak görev
yapmıştır. Necmî üç eser yazmış olmasına rağmen bunlardan Divânçe-i
Necmî ve Nusuh-nâme günümüze ulaşmıştır. Onun Gülşenistan adlı bir
kitap yazdığına dair kendi ifadelerini kanıtlayacak başka bir bulguya
henüz rastlanmamıştır. Necmî başta II. Abdülhamid olmak üzere
Erzurum valisi Samih Paşa ve Erzurum defterdarı Mehmed Emin
Efendi‟ye kasideler sunmuş, tarih manzumeleri yazmıştır. 19. yüzyılın

SALGI SALAMAYAN ÖRÜMCEK

‘Bana göre değildi bu dünya; bir avuç yüzsüz,
dilenci, bilgiç, kabadayı, vicdansız, aç gözlü
içindi; onlar için kurulmuştu bu dünya.’**
Meşrutiyet’in ardından İranlılar’ın Avrupa
edebiyat ve kültürünü tanımaları Avrupai tarzda
roman yazma düşüncesini doğurmuştur. Ancak
gerek yazarların bu yeni türe hâkim olamamaları
gerekse halkın bu türe alışık olmaması
beraberinde arayışları getirmiştir. Arayışlar
romana göre daha kolay okunan, gerekli
mesajları daha kolay verebilen ve okuyucuyu
sıkmayan kısa hikâyeciliği ön plana çıkartmıştır.
Muhammet Ali Cemalzade’nin geçiş döneminin
belirleyici ismi olduğu bu akımın Sadık Hidayet
en başarılı temsilcisi olmuştur.
Hidayet’in eserlerini gerçekçi ve düşsel olarak
ikiye ayırmak mümkündür. Gerçekçi dediğimiz
eserlerinde yaşadığı zamanki İran toplumu
üzerine sosyo-politik hicivler, ikinci guruptaysa

*
Sadık Hidayet ölümünden önce kaleme aldığı
hikâyesinde annesinin salgı salamaz olması için beddua

ÖZBEK ŞAİRİ HALVETİ, ESERLERİ VE MEVLİD’İNDEN “YAHYA NEBİ ALEYHİ’S-SELAM’IN ŞEHİD BOLGANLARININ BEYANI” İSİMLİ MESNEVİSİ

Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 4/7 Fall 2009
ÖZET
Halveti çağdaş Özbek şairidir. 2 divanı, 3
mesnevisi vardır. Özellikle mesnevileri halk arasında
sevilerek okunmuştur. Özbek edebi dünyasında ilk defa
Halveti, Mevlidi nazm etmiştir. Bu eser de defalarca
basılmıştır. Başka mevlidlerde bulunmayan Yahya
Peygamber kıssasına, Halveti, Mevlid’inde yer verir. 100
beyit uzunluğunda olan bu mesnevide Yahya Peygamber
kıssası çok kısa tutulur. Yahya Peygamber kıssası ile Hz
Peygamberin annesine ve babasına bir geçiş yapılır. Bu,
İslam dünyasında peygamberler arasındaki birlikteliğin
Özbek inanç ve düşünce dünyasına da yansımasıdır.
Anahtar Kelimeler: Halveti, Mevlid, Yahya
Peygamber, Özbek Edebiyatı.
THE PERSONALITY AND WORKS OF UZBEK POET
HALVETI AND HIS MATHNAVI “THE DECLARATIONOF
YAHYA PROPHET’S -PEACE BE UPON HIMMARTYRDOM”
FROM HIS MEVLID
ABSTRACT

OSMANLI'DAN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE VE ORTA ASYA

OAKA
Kitap İncelemeleri / Book Reviews
OSMANLI'DAN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE VE ORTA ASYA
A. Ahat Andican
İnceleme/ Araştırma; Kasım 2009; Doğan Kitap,
628 sayfa, 29 TL, ISBN: 978-605-111-402-6
Gülay KILIÇ
ODTÜ
Anadolu Türkleri ile Orta Asya Türkleri arasındaki ilişkiler Osmanlı döneminde
İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin Orta Asya coğrafyasına dönük politikalarıyla
yoğunluk kazanmıştır. Fakat bu dönemin öncesinde ve sonrasında ki ilişkilerin
anlatımı genellikle Osmanlı tarihi kitaplarında kısaca yer almaktadır. Ahat
Andican'ın yazdığı Osmanlı'dan Günümüze Türkiye ve Orta Asya adlı kitapta ise
Türklerin Anadolu'ya ilk giriş yıllarından başlayarak Osmanlı'nın çöküşüne,
Kurtuluş Savaşı yıllarından, en basit kültürel ve insani ilişkileri kurmanın dahi çok
zor olduğu, Soğuk Savaş yıllarına ve Sovyetler'in çöküşü ile başlayan yeni
döneme kadar olan ilişkiler ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir. Ayrıca anlatılan her

KELEBEĞİN ATEŞE YOLCULUĞU: KLASİK FARS VE TÜRK EDEBİYATINDA ŞEM‘ Ü PERVÂNE MESNEVİLERİ

A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi Sayı 39, Erzurum 2009
Prof. Dr. Hüseyin AYAN Özel Sayısı
        ~ 877 ~ 
Journey Of The Moth To Fire: Şem Ü Pervane Mesnevis
In Classical Persıan And Turkish Literature
ÖZ
Bu makalede pervâne ile şem‘ kelimelerinin anlamları, Şem‘ ü
Pervâne’nin kaynağı, manzum ve mensur eserler ile divanlarda yer alan
Şem‘ ü Pervâne sembol ve şiirleri ele alınmıştır. Ayrıca bağımsız bir eser
olarak Farsça ve Türkçe yazılan Şem‘ ü Pervâne mesnevileri hakkında bilgi
verilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Şem‘ ü Pervâne, ateş, sembol, tasavvuf, aşk
ABSTRACT
This article deals with the meanings of Pervane (Moth) and Şem (Candle),
their sources and symbols, and poems of Şem ü Pervane (Candle and
Moth) found in the verse and prose works and Divans (a collection of poems
written by one author). To this end, additional information about Şem ü Pervane
mesnevis (poms made up of rhymed couplets) written independently

Evlad Ve Akrabalara İyilik ARAPÇA TÜRKÇE HADİS Tirmizi

Başlık: BİRR ( İYİLİK, GÜZEL DAVRANIŞ) BÖLÜMÜ

Konu: Evlad Ve Akrabalara İyilik
Ravi: Aişe
Hadisin Arapçası:

وعن عائشة قالت: قال رَسُولُ اللّهِ #: ]خَيرُكُمْ خَيرُكُمْ ‘هلِهِ، وأنَا خيرُكُم ‘هلِى، وإذا مَاتَ صاحِبُكُمْ فدَعُوهُ[. أخرجه الترمذى أيضاً وصححه .

Hadisin Anlamı:

Hazreti Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Sizin en hayırlınız, ailesine karşı hayırlı olandır. Ben aileme karşı hepinizden daha hayırlıyım. Arkadaşınız öldüğü zaman (kusurlarını zikretmeyi) terkedin.”

Kaynak: Tirmizî, Menâkıb: 85, (3892);

HÂFIZ DÎVÂNI’NIN İLK GAZELİ ÜZERİNE

XIV. yüzyıl İran şâirlerinden Hâfız-ı Şirâzî’nin hayatı, sanatı, eserleri ve kişiliği üzerine çeşitli araştırma ve incelemeler yapılmış ve onun edebiyat dünyasındaki yeri ve konumu üzerinde durulmuştur.[1] Biz bu yazımızda, Hâfız’ın hayatı ve sanat yönü üzerinde ayrıntıya girmeden onun dîvânındaki ilk gazelin tahlilini yapmaya çalışacağız.
Bizim tahlil çalışmamız, büyük ölçüde Sûdî-i Bosnâvî’nin şerhinden[2] yola çıkılarak teşekkül edeceğinden, takip ettiğimiz şerh yöntemi de klasik şerh yöntemi olacaktır. Ancak Hâfız’ın şiirinde geçen aşk ve şarap kavramlarının, bir kısım çevrelerin[3] ifade ettikleri gerçek anlamıyla ele alınması fikrine katılmadığımız için biz, yapacağımız tahlilde gazeli her iki şekilde hakiki ve mecâzi anlamlarıyla incelemeye çalışacağız.
Hâfız’ın, “hÀ” redifli ve aruzun dört mefÀìlün kalıbıyla yazılan bu ilk gazeli yedi beyitten oluşmaktadır. Gazel, Arapça bir mısra ile başlayıp dairesel bir yapı içinde yine Arapça bir mısra ile sona erer.[4]

ANADOLU SELÇUKLULARI DEVRİNİN ARAPÇA YAZAN ÖNDE GELEN MÜELLİFLERİ

MEHMET YAVUZ
NÜSHA, YIL: III, SAYI: 11, GÜZ 2003 7
ANADOLU SELÇUKLULARI DEVRİNİN ARAPÇA YAZAN
ÖNDE GELEN MÜELLİFLERİ
Mehmet Yavuz
*
Özet: Bu çalışmada Anadolu Selçukluları devrinde Arapça eser
yazan müelliflerin önde g elenleri tanıtılmaya çalışılmıştır. Bunlara
g eçmeden önce de devrin siyasi, sosyal ve kültürel durumu ele
alınmış, g erek Anadolu Selçukluları, g erekse aynı dönemlerde
Anadolu’nun farklı bölg elerinde hüküm süren Artuklular,
Danişmendliler ve Mengücükler g ibi beyliklerin yöneticilerinin
sosyal ve kültürel alanda g erçekleştirdikleri faaliyetler hakkında
bilg i verilmiştir.
Anahtar kelimeler: Selçuklular, Anadolu Selçukluları, Arapça
yazar, Anadolu
Preeminent Arabic Writers of Anatolian Seljukids Era
Summary: This article aims to introduce the pre-eminent Arabic
writers of the Anatolian Seljukids era. Before doing so, a short
sketch of the political, social and cultural conditions of the
same period was g iven and also some information was g iven

İran-Suriye İlişkileri ve Suriye’de Halk İsyanı

İnceleme
38 Eylül 2011 - Cilt: 3 - Sayı: 33
İran-Suriye İlişkileri ve Suriye’de Halk İsyanı
Iran-Syria Relations and the Popular Unrest in Syria
Dr. Bayram SİNKAYA
Bilkent Üniversitesi
bsinkaya@yahoo.com
Abstract
When the Bashar Asad administration in Syria faced with growing international pressure due to violent
crackdown of anti-government protesters, solely Iran has stood behind him. Iran’s support to the Asad administration
has been considered to be in contrast with its apparent sympathy with the popular unrests in Arab
countries, which were branded by the Iranian leadership as ‘Islamic awakening.’ This study aimed at analyzing
reasons laying behind Iran’s support to Asad. In order to comprehend the Iranian attitude towards the
unrest in Syria, it analyzed foundations of Iran-Syria relations, which is dubbed as ‘alliance of convenience.’
It maintains that in addition to Iran’s uneasiness with the possibility of losing its only strategic partner in the

TOKATLI EBUBEKİR KÂNÎ EFENDİ’NİN MENSUR LETÂİFNÂME VE HEZLİYYÂTINDAKİ ŞERHLER

TOKATLI EBUBEKİR KÂNÎ EFENDİ’NİN MENSUR LETÂİFNÂME VE
HEZLİYYÂTINDAKİ ŞERHLER
H. Dilek BATİSLAM∗



Özet
18. yüzyıl Divan edebiyatı şair ve yazarlarından Tokatlı Ebûbekir Kânî'nin Letâifnâme
ve Hezliyyât adıyla bilinen eseri manzum ve mensur olmak üzere iki ayrı bölümden
oluşur. Eserin mensur bölümü, divan edebiyatında görülen, bilinen letâifnâme ve
hezliyyât türünden daha farklı özellikler taşımaktadır. Eserde değişik türlerde yazılmış
çeşitli metin örnekleri bulunmaktadır. Metinlerin ortak özelliği, tamamında farklı
boyutlarda kişisel ya da toplumsal hicve, mizaha önemli ölçüde yer verilmiş olmasıdır.
Kânî’nin Mensur Letâifnâme ve Hezliyyâtı’nda beş şerh metni ile “şerh eyle” redifli
bir hicviye bulunmatadır. Bu metinleri içerik, biçim, dil ve anlatım açısından inceleyip
değerlendirerek farklı şerh örneklerinin özelliklerinin tespitine ve tanıtımına katkıda
bulunmayı amaçlıyoruz.
Anahtar Kelimeler: Kânî, Letâifnâme, Hezliyyât, Şerh, Mensur

Abstract

Dr. Aişe Abdurrahman’ın Kur’an’daki Bazı Ziyade Harflerle Müteradif Kelimeler Hakkındaki Metoduna Eleştirel Bir Bakış

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, II (2015), 189-202 189
Dr. Aişe Abdurrahman’ın Kur’an’daki Bazı Ziyade Harflerle
Müteradif Kelimeler Hakkındaki Metoduna Eleştirel Bir Bakış 1
Muhammed Recai GÜNDÜZ*
Dr. Aişe Abdurrahman’ın Kur’an’daki Bazı Ziyade Harflerle Müteradif Kelimeler
Hakkındaki Metoduna Eleştirel Bir Bakış
Özet Kur’an’ı Kerim’in her cümlesi, her kelimesi ve her harfini mucizevi bir
şekilde sıralanmıştır. Dolayısı ile Kur’an’ı Kerim’in tefsiri yapılırken bu sıralanış
şekli önem arzeder ve bu konu ile ilgili birçok kitap, makale ve tezler yazılmıştır.
Makalemizde de üzerinde duracağımız ve birçok âlimin tez ve makale konusu
olan konuların başında teradüf ve bazı hallerde ziyade olarak kullanılan harfler
konusu gelmektedir. Günlük konuşmalarımızda eş anlamlı kabul edilen bazı
kelimeler, Kur’an’daki kullanımlarında çoğu zaman eş anlamlı olmadıkları
görülür. Yine Kur’an’ı Kerim’de Arapça gramer kurallarına göre hiçbir etkisi

MİZAHA VAHDET-İ VÜCÛD PENCERESİNDEN BAKMAK: SALÂHÎ’NİN ŞERH-İ NUTK-I NASREDDİN EFENDİ ADLI RİSALESİ

http://www.millifolklor.com 117
Giriş
Bugün bir fıkra kahramanı olarak
ele alınan Nasreddin Hoca, tarihte bazı
çevreler tarafından bir velî ve mutasavvıf
olarak telakki edilmekteydi (Güzel
2004: 351-366). Bu nedenle tasavvufî
eserlerde, sohbetlerde ondan nakiller
yapılmakta; fıkraları müridlerin eğitiminde
bir araç olarak kullanılmaktaydı.
Sûfîlerin eserlerinde bunun yansımaları-
nı belli ölçüde görmekteyiz. Ancak anla-
şılan bu faydalanma daha ziyade sohbet
geleneği içerisinde kalmıştır. Nitekim
bugün de tasavvufî sohbetlerde Nasreddin
Hoca fıkraları ahlakî ve tasavvufî
öğütler vermek için kullanılmaktadır.
MİZAHA VAHDET-İ VÜCÛD PENCERESİNDEN BAKMAK:
SALÂHÎ’NİN ŞERH-İ NUTK-I NASREDDİN EFENDİ
ADLI RİSALESİ
Looking at Humour Through Wahdat Al-Wujud: Salahi’s Risale Şerh-i Nutk-ı
Nasreddin Efendi
Gürol PEHLİVAN*
ÖZ
Bir fıkra figürü olan Nasreddin Hoca, 15. yüzyıldan bu yana bazı çevreler tarafından bir sûfî ve velî

ERKEN DÖNEM FARSÇA MESNEVİLERDE BEZM - IIYRD.

ERKEN DÖNEM FARSÇA MESNEVİLERDE BEZM - IIYRD.
DOÇ. DR. SADIK ARMUTLU
ÖZ
Bezm, Arapça bir kelime olan meclisin anlam dünyasıyla eşdeğer
olan bir kelimedir. İçki içilen, eğlenilen ve muhabbet yapılan yemekli,
büyük şenlik ve eğlencedir. Bir toplumun sosyokültürel tarihi içerisinde
önemli bir yeri kapsayan, yazıldıkları devre ait oldukça detaylı bilgiler
ihtiva eden, sosyal hayatla ilgili zengin materyaller sunan eğlence ve
şenlikler, mesnevilere de yansımış, bir takım izler bırakmıştır. Bu izler,
maddî unsurlar olarak toplumun kültürel dünyasını oluşturan sosyal
tarih belgesidir. Mesnevilerde bezm olgusu, geniş bir yelpazeden ele
alınmıştır. Her şeyden önce bezm, düzenlenmesine vesile olan ve olduk-
ça çok boyutlu gerekçeleriyle başlar. Sonra bezmi düzenleyenler öne
çıkar. Katılımcılar da bezmin oluşmasını sağlar. Bezmin işleyişi geniş bir
hizmet ehli tarafından sağlanır. Bezme katılımcıların uyması gereken

Arapça bir kelimenin isim olduğunu tanıma yolları nelerdir?

Arapça bir kelimenin isim olduğunu tanıma yolları nelerdir?


İsim Tanımları:
1- Zamana bağlı olmaksızın müstakil bir anlamı gösteren kelimedir.
2- Varlıklara adı olan kelimelerdir.


Bir cümledeki kelimenin isim olduğunun en belirgin özelliklerini aşağıdaki kriterlere göre sıralayabiliriz:

a- Kelimenin başına ال varsa, örnek: القَلَمُ
b- Kelimenin sonunda kapalı te ة harfi varsa, örnek: حَمْزَةُ
c- Kelimenin sonunda çift hareke ـٌـًـٍ var, örnek: قَلَمًا
d- Kelimenin başına nida harfi varsa, örnek: يَا أَحْمَدُ


Yukarıda öğrendiğimizi bir cümlede öğrendiğimizi uygularsak, örnek cümlemiz أبْوَابُ المَدْرَسَةِ الكَبِيرَةُُ olsun.

أبْوَابُ: kelimesi isimdir, başında ال yok ancak kendinden sonraki isimle birlikte isim tamlaması durumundadır. Tamlanan/Muzaf kelime ال belirlliik takısı almaz ancak kendinden sonra ki kelime olan Tamlayan/Muzafun ileyh ile belirli hale geldiği için isim bir kelime olduğunu anlarız.